TBMM Anayasa Komisyonu yeni anayasayı yazmaya başladı. Yapılan açıklamalara göre 2 maddede meclisteki 4 parti uzlaştı ve bu iki madde yazıldı.

Komisyon şimdi eşitlik maddesini yazmaya başlıyor.

Türkiye’de şimdiye kadar yürürlükte olan bütün anayasalar ya tek parti diktatörlüğü tarafından ya da askeri darbe rejimleri tarafından yazıldı. Bu nedenle yazılmakta olan yeni anayasa Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk sivil anayasası olacak. Bu nedenle çok önemli.

Daha önceki bütün anayasalar devletin egemenliğini öne alan, yurttaşların haklarını sınırlayan belgelerdi. Özgürlüklerden çok yasakçı tanımlarının yapıldığı anayasalardı.

Demokratik anayasa olarak sunulan 196o darbesinin anayasası da bir kısım özgülükleri tanımasına rağmen o günden bugüne toplumun tepesine çökmüş olan bir dizi zorba kurumu yasalaştırdı.

Milli Güvenli Kurulu bu anayasa tarafından tarif edildi. Daha sonraki darbe dönemlerinde MGK sürekli olarak daha etkili, yetkin bir kurum haline getirildi. Öyle ki MGK’nın yetkileri birçok konuda halkın oyları ile seçilen TBMM’nin de üzerinde.

1960 darbesinin anayasası MGK’nın yanı sıra Senato ve Anayasa mahkemesini getirdi. Senato meclisi kontrol etmesi için kurulmuştu ve 15 senatör cumhurbaşkanı tarafından atanırken bütün 27 Mayıs darbesi komitesi üyeleri ömür boyu senato üyesiydi. 10 yıl sonra senatonun gereksiz olduğuna karar verildi. Meclisi kontrol etmek için daha az masraflı ve daha etkili kurumlar mümkündü. MGK’nın yetkilerinin arttırılmasının yanı sıra Anayasa Mahkemesi daha etkili hale getirildi, yüksek adalet kurumları askeri vesayetin kontrolü altına alındı.

Kemalist devlet, 12 Eylül’de sanki yepyeni bir anayasa yapıyor havasında baskıcı, sınırlayıcı bir anayasa yaparak toplumu her açıdan tam bir cendereye aldı.

 

Özgürlük istiyoruz

Yeni anayasada özgürlük istiyoruz. Devletin değil yurttaşların haklarının öne çıkarılmasını istiyoruz.

Ama en önemlisi yeni anayasada ırkçılığın olmamasını ve Kürtlerin ulusal kimliklerinin tanımlanmasını istiyoruz.

Türkiye’de özgürlüklerin genişlemesinin en önemli maddesi açık ki Kürt kimliğinin tanınmasıdır.

Hazırlanan yeni anayasa Kürtlerin ve diğer halkların kimliklerine saygılı bir anaysa olmadığı takdirde özgürlükçü bir anayasa olmayacaktır.

Kürt kimliğinin anayasada tanımlanması ise önce barışı gerektirmektedir. Barış olmadan özgürlükler olmaz, aynı şekilde özgürlükler olmadan barış da olmaz.

Bu nedenle sosyalistler barış ve özgürlükler sorunlarını iç içe geçmiş iki sorun olarak ele alıyorlar ve her ikisinin birden kazanılması gerektiğini söylüyor.

Yeni anayasa önümüzdeki dönemin en temel mücadele alanıdır, bu anayasada özgürlüklerin daha geniş olması için büyük bir mücadele vereceğiz.

Her alanda özgürlükler için, özgürlüklerin genişlemesi için, eşitlik için mücadele edeceğiz.

 


Dijital sayı 27 - 11 Mayıs 2021 (pdf)

Dijital sayı 26 - 27 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 25 - 6 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 24 - 23 Mart 2021 (pdf)

Dijital sayı 23 - 16 Mart 2021 (pdf)

Abone olun

Dostlarımız

Marksist.org

Marksizm 2013

dsip
















Su Hakkı Kampanyası