Esad emperyalizme karşı bir güvence mi?

Baas rejiminin tarihi Batı emperyalizmiyle işbirliği örnekleriyle dolu. Suriye rejimi geçmişte Lübnan’da aşırı sağcı falanjistlerle birlikte solu ve Filistin direnişini ezdi. Körfez savaşına ABD’nin yanında 17 bin asker ve yüzlerce tankıyla katıldı. 2003 yılındaki Irak işgalinde de direnişin boğulmasına dolaylı olarak destek verdi.

Esad halkçı mı, yeni liberal mi?

Beşar Esad iktidara geldiğinden beri yeni liberal programları uyguluyor. Suriye egemen sınıfı ve yönetici kastı zenginleşirken halk büyük oranda yoksullaştı. Ayaklanmanın nedenlerinden biri de bu.

Suriye demokratik bir ülke mi?

Suriye, özgür seçimlerin olmadığı, Esad’ın her seçimde %98 (!) gibi oranlarda oy aldığı; basının susturulduğu ve her tür muhalefetin baskı altında tutulduğu bir rejime sahip.

Halk neden ayaklandı?

Tunus ve Mısır’da başlayan Arap Baharı süreci Suriye’de de ayaklanmaları tetikledi. Geniş kitleler hem on yıllardır süren siyasal baskı ortamına hem de giderek artan yoksullaştırma politikalarına isyan etti. Ayrıca, Mübarek ve Bin Ali gibi diktatörlerin birkaç haftalık kitle gösterilerinin sonucunda devrilmeleri, bölgedeki sıradan insanlara kazanmanın mümkün olduğunu gösterdi, Suriye halkına ilham verdi.

Gerçekten bir halk ayaklanması var mı?

2011 Mart’ında başlayan protesto gösterileri kısa süre içerisinde ülkenin birçok yerine sıçradı. Birkaç ay sonra ayaklanma, Şam ve Halep’e kadar yayılmıştı. Muhalifler gıda dağıtımından sağlık hizmetlerine kadar hayatın akışını örgütleyen pek çok komite kurdular. Esad’ın binlerce tankına ve savaş uçağına ve 20 bin kişiyi öldürmesine rağmen direnişi ezememesinin sebebi de bu kitlesellik.

Dış güçlerin bir komplosu mu?

Her toplumsal devrim sürecine “yabancı güçler” müdahil olmaya çalışır. Hem ABD ve Batılı ülkeler, hem de bir diğer emperyalist blok olan Rusya-Çin hem de Türkiye gibi bölgesel aktörler, Suriye’deki mücadeleyle kendi lehine ilişkilenmeye çalışıyor. Batı, Suriye rejiminin baskıcı yapısı korunurken Esad’ın yerine belki biraz daha Batı yanlısı birinin geçmesini istiyor. Rusya-Çin ise Esad’ın gitmesine karşı. Ancak muhalefet içinde Batı’yla bağları olanlar çok küçük bir azınlık, milyonlarca Suriyeli nezdinde bir temsiliyetleri yok.

Sığınmacılar halka rahatsızlık mı veriyor?

Hatay, Kilis ve Antep’e Esad diktatörlüğünün baskısından kaçan 80 bin kişi sığındı. Bu insanlar medyada “bıyıksız ve sakallı olmak”, “çok gürültü yapmak” gibi gerekçelerle suçlu ilan edilmeye çalışılıyor. Avrupa’nın birçok yerinde bu argümanları göçmenlere ve mültecilere karşı nazi partileri kullanıyor.

Batı Kürdistan’a özgürlük Esad’ın yardımıyla mı geldi?

Kürtler, Suriye’nin yıllardır baskı altında tuttuğu halklardan biri. Esad, ayaklanmalar başladığında Kürtlerin katılmaması için onlara kimlik ve çalışma hakkı vadetti. Suriye ordusu muhaliflere daha çok saldırabilmek için güçlerini başka yöne kaydırdığında ise bölgede yıllardır örgütlülüğünü arttıran Kürt halkı, Batı Kürdistan’da özerkliğini ilan etti. Pek çok yerde Hür Suriye Ordusu’nun bayraklarıyla Kürdistan bayrakları yan yana dalgalanyor. Aşağıdan mücadele Kürtlerin özgürlüğünün de kapısını açtı.

Ayaklanmayı mezhepçilik mi tetikledi?

Muhaliflerin saflarında –baskın güç Sünniler olsa da- Alevi ve Hıristiyan olmasının yanı sıra, Esad’ı destekleyen Sünni iş çevreleri de var. Geçtiğimiz ay 29 HSO birliği ile Yerel Koordinasyon Komiteleri’nin imzaladığı bir anlaşmayla devrimin etik değerleri kararlaştırıldı, bu metinde mezhepçilik çok açık bir biçimde reddediliyor. Mezhep çatışmasını kışkırtmak tam da rejimin yaptığı ve yapmak istediği şey.


Dijital sayı 27 - 11 Mayıs 2021 (pdf)

Dijital sayı 26 - 27 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 25 - 6 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 24 - 23 Mart 2021 (pdf)

Dijital sayı 23 - 16 Mart 2021 (pdf)

Abone olun

Dostlarımız

Marksist.org

Marksizm 2013

dsip
















Su Hakkı Kampanyası