Berk Efe Altınal
Pakistan’ın Svat vadisindeki isyancılara yönelik başlatmış olduğu sert askeri müdahele ile ABD’nin Afganistan işgali daha geniş bir bölgeye yayılmış oldu. Askeri operasyon Pakistan Talibanı olarak bilinen ve İslamabad’ın kuzey bölgelerine konuşlanmış isyancılara yönelik yapılıyor.
Pakistan’ın bu müdahalesi ABD’nin talebi üzerine gerçekleşti. İki hafta önce Beyaz Saray, Afganistan lideri Karzai ve Pakistan başkanı Asif Ali Zardari’yi Washington’a çağırdı. ABD başkanı Barrack Obama her iki başkana da direnişçilere karşı önlemler alınmasının kendi menfaatleri doğrultusunda olacağını söyledi. Bu görüşmeden bir gün sonra Pakistan’ın müdahalesi gerçekleşti.

Obama, George Bush tarafından yaratılan ikilemin içine hapsoldu. Ne Afganistan’dan çekilerek ABD emperyalizmini küçük düşürmeyi ne de daha saldırgan davranıp savaşı komşu ülkelere yaymayı göze alabiliyor. Ancak Bush tarafından seçilmiş Dış İşleri Sekreteri Robert Gates’i görevinde tutuyor. Böylece, Afganistan-Pakistan (Af-Pak) Stratejisi olarak bilinen plan da devreye sokuluyor.
Bu planın ilk aşaması Afgan direnişinin geri üssü olan Svat Vadisi’ni hedef aldı. Artık Afganistan ile Pakistan’ı ayıran sınır bölgesi savaşın verildiği cephe olacak. Bu ABD’nin Pakistan’da da savaşacağının işareti. Sonuç ne olursa olsun, Svat vadisinde yaşananlar sadece bir başlangıç.

Felaket
Svat vadisinde 15 bin Pakistan askerine karşı 5000 Taliban militanı direniyor. Pakistan ordusundan gelen rakamlara göre bölgeye yapılan operasyonda 1000 Taliban militanı öldürüldü. Ancak bu rakamların doğruluğunu kanıtlamak mümkün değil. Hava bombardımanında ve yapay zeka sahibi araçlarca yapılan yaylım ateşlerinde ölen sivil sayısı ise saklı tutuluyor.
Operasyonun yarattığı en büyük sorunsa mülteci sorunu.
Svat Vadisinde yaşamını sürdürmekte olanların %70’i, evini terk etmek zorunda kaldı. BM rakamlarına göre mülteci sayısı 2 milyona yaklaştı. Siviller savaş bölgesinden ayrılmak için yüksek miktarda para harcamak zorunda.  Bölgeden ayrılmak için yeterli parası olmayanlarınsa tek çaresi askeri saldırı olacağı zaman çalan alarm zillerini duyduklarında evlerine gizlenmek oluyor.
Savaş bölgesini terk edebilenlerin durumu da daha iyi değil, onlar da aşırı kalabalık mülteci kamplarında kalıyorlar. Kamplarda çok ciddi bir gıda ve sağlık malzemesi sıkıntısı var. Bölgeden gelen raporlara göre kamplarda temiz suya ve elektiriğe ulaşmak imkânsız hale geldi. Ayrıca telefon hatları kesildiğinden dış dünyayla bağlantıları yok. Dahası, mültecilerden yalnızca %18’i resmi kamplarda kalıyor. Diğerleri ise hayatta kalma koşullarını kendileri yaratmak zorundalar.
Kampları ziyaret eden Birleşmiş Milletler Mülteciler Sorumlusu Antonio Guterres yaptığı açıklamada bölgedeki hareketliliğin zamanımızın en büyük göçlerinden biri olduğu ve eğer acil önlemler alınmazsa bu durumun büyük bir felakete dönüşebileceğini belirtti.

Korku
Pakistanlı yetkililere göre yapılan operasyon başarılı ve Taliban tamamen yok edilene kadar sürdürülecek. Ancak 2007’de gerçekleşen benzer bir operasyonda tamamen yok edildiği söylenen direnişçiler çok kısa bir süre sonra yanlarına kattıkları öfkeli gençlerle beraber çok daha kalabalık olarak yeniden ortaya çıkmışlardı.
Taliban sözcüleri ise yaptıkları açıklamada Pakistan ve Afganistan hükümetlerini uyardı ve ABD yanlısı politikalardan vazgeçmezlerse yöneticilere ve ailelerine yönelik bazı saldırılar olabileceğini duyurdular. Çok geçmeden Karzai’nin kardeşinin konvoyuna roketli bir saldırı gerçekleşti. Saldırıda bir koruma yaşamını yitirdi.
Şimdi gözler Afganistan’ın Pakistan’a sınır eyaleti olan Halmand’ın komşusu Belucistan’a çevrildi. Afganistan’a gönderilecek 17 bin ABD askerinden çok büyük bir kısmının gideceği yer Helmand olacak. Bu askerlerin iki önemli görevi var; bunlardan ilki bölgedeki çiftçilere olduğu kadar direnişçilere de önemli bir gelir kaynağı haline gelen verimli Afyon tarlalarını yok etmek, diğeri ise Afgan direnişçileri Beluçistan içlerine sürmek.
Yapılan operasyonun kısa vadede ABD’ye faydaları olacaktır elbette, ancak uzun vadede ABD ve Pakistanlı müttefikleri bölgenin daha da istikrarsız hale gelmesi riskini göze almak zorundalar.

 

ABD geçen hafta Batı Afganistan’da gerçekleştirilen operasyonda bir kasabayı bombalayarak 130 sivilin ölümüne sebep olmakla suçlanıyor. Savaş uçakları işgalciler ile direnişçiler arasında süren savaşın içinde kalmış insanların evlerini hedef aldı. Yerel yöneticilerin söylediğine göre öldürülen kişilerin 95i 18 yaşının altındaydı.
2001’de işgal başladığından beri ülkenin batısındaki Farah eyaleti en kanlı saldırıların gerçekleştiği yer halini aldı. Bu ölümler Afgan halkı arasında büyük bir öfkenin doğmasına sebep oluyor. Pakistan’da ise daha şimdiden 390 sivilin uçaklardan atılan bombalar sonucu öldüğü söyleniyor.
Bazı Afganistan milletvekilleri ülkedeki yabancı birliklerin sınırlı sayıya düşürülmesini ve sivilleri öldüren yabancı askerlerin ülkenin kanunlarına uygun olarak yargılanmasını talep etti. Geçen haftaki katliamın üzerine mecliste “yabancı güçlere karşı biriken öfke” en çok tartışılan konulardan biri haline geldi.


Dijital sayı 27 - 11 Mayıs 2021 (pdf)

Dijital sayı 26 - 27 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 25 - 6 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 24 - 23 Mart 2021 (pdf)

Dijital sayı 23 - 16 Mart 2021 (pdf)

Abone olun

Dostlarımız

Marksist.org

Marksizm 2013

dsip
















Su Hakkı Kampanyası