Orhan Göztepe
Gazeteci Nedim Şener 28,5 yıl hapis cezasıyla yargılanıyor
Hrant Dink'in ölümü ve onu izleyen olaylarla ilgili çok net hatıralarımız var. Bizim açımızdan 19 Ocak 2007 günü televizyonda bir haberle başladı. Bir süredir hakkında açılan 301 davası nedeniyle onu televizyonlarda görmeye zaten alışıktık. Bu sefer kaldırımda yatan cansız bir beden olarak karşımızdaydı.
Olayın akşamında öldürüldüğü yerde biriken bir grup insan olduğunu öğrendik ya da belki oradaydık. Akşamında öldüren gencin kamera kayıtları televizyondaydı. Beyaz beresi sıkıntılı haliyle 17-18 yaşlarında bir genç. Aynı genç televizyondaki görüntüden babasının kendisini tanıması üzerine Ogün Samast Trabzon'a dönmekteyken Samsun'da yakalandı. Bir kaç gün boyunca sadece bu olayı konuştuğumuzu hatırlıyoruz. Üstüste yapılan milliyetçi duygularla işlenmiş, örgüt bağlantısı yok gibi hızlı açıklamaları duymuştuk.

Ama yeni isimlerde ortaya çıkmaya başlamıştı. Yasin Hayal azmettiren abi olarak ortaya çıkmıştı. 24 Ocak'ta cenaze vardı. Birçoklarımızın katıldığı en kalabalık cenaze, bir o kadar insanın da orada olmayı çok isterdim dediği. Beklenmedik bir kalabalığın ortasında bulmuştuk kendimizi. Sessiz bir kalabalık ara ara sloganlar atılıyor, sonra da birileri sessiz kalmak gerektiğini anlatıyordu. Agos'un önünden geçtiğimizi hatırlıyorum, işte burada öldü. Sonra uzunca bir yürüyüş oldu, yol boyunca ne zamandır görmediğimiz pek çok tanıdıkla sessizce karşılaştık. Sonra bir yerde durduk önümüzden  bir cenaze arabası geçti. Elimizden dövizleri bıraktık, dağıldık.

Sonrası biraz bulanık, zamanlamaları nasıl oldu hatırlamıyorum am galiba önce bir görüntü çıktı. Samast ilk yakalandığında Samsun'da Türk bayrağı önünde güvenlik güçleri ile verdiği poz, Agos'un önünde bekleyen tedirgin çocuk yerini bir başkasına bırakmıştı. "Orhan Pamuk akıllı olsun" diye bağıran Yasin Hayal iki kolunda polisle kameralara dayılanıyor. Sonra duruşma öncesi buluşmalar başladı. Sanırım Ümit Kıvanç'ın hazırladığı küçük film üzerine ilk defa gitmiştim. Yine sessiz bir kalabalık ama bu sefer daha küçük.

Olaylar dışarıdan biri için böyle görünüyor. Ama olayların göbeğinde, ilk vurduğu andan beri acaba bizim çocuklar söylediklerini yaptı mı diye kendine soran birileri de var. Onları zamanla tanıdık. Erhan Tuncel ve bilgiyi paylaştığı, bundan bir şekilde aylar öncesinden haberdar olan birileri. Olay olduğu anda Yasin Hayal'i kontrol ettirme gereği duyan. Onların nasıl hissetiğini bilemiyorum, ama nasıl hareket ettiklerini artık görebiliyorum. Ben televizyonun başında ya da Agos'un önündeyken onların ne yaptığı, ne konuştuğu "Dink Cinayeti ve İstihbarat Yalanları"nı okuyunca biraz daha netleşiyor. Şimdi kitabın yazarına açılan davadan söz ediyoruz. Zaten parça parça karşımızda duran belgeleri toparlayıp resmi daha net karşımıza koydu, "hedef gösterme ve gizli belgeleri temin ve açıklama" iddiasıyla yargılanacak. Ama artık kim oldukları ortada, ne kadar bildikleri, nasıl saklamaya çalıştıkları; bilmediğimiz şeyler de var, tam olarak ne bildikleri çünkü bunu onlara soramıyoruz ve davanın peşi bırakılırsa da asla öğrenemeyeceğiz.

 

Nedim Şener yalnız değildir
“Hrant Dink cinayeti ve İstihbarat Yalanları” adlı kitabında yayımladığı belgeler gerekçe gösterilerek dönemin Trabzon Eminyet Müdürü Ramazan Akyürek ve Polis İstihbaratı yöneticisi Muhittin Zenit tarafından dava açılan gazeteci Nedim Şener ikinci kez hakim karşısına çıktı.
Siyasi savunma yapan ve Dink cinayetinin aydınlatılmasını isteyen Şener’in duruşmasını DSİP üyeleri de izledi.


Dijital sayı 27 - 11 Mayıs 2021 (pdf)

Dijital sayı 26 - 27 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 25 - 6 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 24 - 23 Mart 2021 (pdf)

Dijital sayı 23 - 16 Mart 2021 (pdf)

Abone olun

Dostlarımız

Marksist.org

Marksizm 2013

dsip
















Su Hakkı Kampanyası