Şirketler ve şirketlerin çıkarlarını savunan devletler hep aynı nakaratı dile getiriyorlar: “başka bir alternatifiniz yok”, “mum ışığında kalmak istemiyorsanız başta fosil yakıtlar dahil olmak üzere nükleer ve HES’leri kullanmak zorundayız”. Bahsettikleri enerji kaynaklarının kullanmaya devam edilmesi halinde her birimizin temel yaşam alanlarının yok olacağı ise çok açık. Bizler bu sona razı gelmiyoruz. Ne Soma’da yaşanalar ne de iklim değişikliği kaderimiz. Bunun için iklim politikalarında radikal ve hızlı adımlar atılması gerekiyor.

#KömüreHAYIR: Şiddetli yağışlar, kuraklık, deniz seviyelerinin yükselmesi-asitlenmesi, salgın hastalıkların artması ve daha pek çok yıkıcı iklim olaylarının yaşanmasının nedeni atmosferdeki sera gazlarının artması. Artan sera gazları her geçen gün gezegenin daha sıcak olmasına neden oluyor. Gezegenin sıcaklığını arttıran sera gazlarının başında da karbon geliyor. Kömür ise en önemli karbon kaynağı. Yaşanabilir bir dünya için kömür kullanımına son vermeliyiz.

-Hükümetten planladığı, lisanlarını verdiği 80’den fazla kömürlü termik santral projelerini hemen iptal etmesini, kömür ve kömürlü termik santrallere verilen teşviklere son verilmesini talep ediyoruz.

-Halen işletilmekte olan kömür madenlerinin kısa bir dönemde kapatılması için hükümet bir program açıklamalı. Bu program içinde bu madenlerde çalışan işçilerin hepsinin yeni iş alanlarında istihdam edilmesi garanti altına alınmalı ve hükümet en kısa zamanda bu planı kamuoyuna açıklamalı.

#NükleereHAYIR: Nükleer santrallerin doğasında, başbakanın anlayacağı dilde “fıtratında” ölümcül tehlikeler barındırdığını şimdiye kadar dünya genelinde yaşanan irili ufaklı yüzlerce kaza (Çernobil ve Fukuşima) tartışmasız bir biçimde gösterdi. Hükümet derhal, nükleer santral kurma projelerinden vazgeçtiğini açıklamalı.

#HES’eHAYIR: Enerji Bakanı Taner Yıldız Soma felaketinden birkaç saat önce katıldığı enerji zirvesinde “Amacımız bütün akan suların çevreyi rahatsız etmeden, tamamının hayata geçirilmesidir. Bunu 2023 yılına kadar gerçekleştireceğimize inanıyorum” diyordu. Şimdiye kadar da zaten bu doğrultuda her bir HES başvurusuna Ankara’dan kopyala yapıştır ÇED’lerle izin verdiler. Su varlıklarının enerji alanında bu arsızca kullanımı sonuçları, ekolojik yıkım, bölge insanın geçim kaynaklarından mahrum kalması, göçe zorlanması sosyal ve kültürel yıkım oldu. Bir nehir üzerinde İki kilometre ara ile kurulan HES’lerin ayrı ayrı çevresel etkisinin değerlendirilmesi değil tümünün çevresel etkisi dikkate alınmalıdır. Havza genelinde, Stratejik Çevresel Etki Değerlendirmeleri ve bölge halkının etkin katılımı sağlanmayan HES’lerin yapımına son verilmesini talep ediyoruz.

#Kayagazı’naHAYIR: İklim değişikliğinden en çok kuraklık boyutuyla etkilenecek olan Türkiye’nin su varlıklarını gözü gibi koruması gerekiyor. Oysa kaya gazının, toprağın bilerce metre altından yeryüzüne çıkarılması için kullanılan malzeme su. İnce kum ve kimyasallar dahil edilen basınçlı su ile yüzeye ulaştırılan kaya gazı hem tatlı su varlıklarının hem de yer altı su varlıklarının kirlenmesine ve tükenmesine neden oluyor. Hükümetin kaya gazı araştırmalarına son vermesini talep ediyoruz.

Enerji ihtiyacımızı güneş, rüzgar, jeotermalden karşılayabiliriz. Enerji alanında bu radikal dönüşümün finansmanı için silahlanmaya ayrılan paraların bu alana aktarılması ve fosil yakıtların üretimi için verilen teşviklerin yenilenebilir enerji alanına kaydırılması gerekiyor. Enerjide verimliliği ve tasarrufu arttırıcı birçok adım atılabilir. Bu sayede daha fazla enerji için daha fazla doğanın yıkımının önüne geçebiliriz.