Volkan Akyıldırım

“İşçilerin vatanı yoktur. Zaten onların olmayan bir şeyin, alınması da mümkün değil.”

(Komünist Manifesto, Marx ve Engels)

1980’de askeri darbe ile hayata zorla geçirilen özelleştirme politikalarının ulaştığı nokta, piyasanın getirdiği verimlilik, kalite, iyi yaşam koşulları değil 19. yüzyıl işçi sınıfı çalışma koşulları. İşçi sınıfının o zaman kazandığı sekiz saatlik işgünü bugün Türkiye işçi sınıfının mücadele konusu.

 

Sendikalı olmak anayasal vatandaşlık hakkı olarak tanımlanmasına rağmen patronun adamı olan ustabaşıları tehditle işçilerin örgütlenmesine izin vermiyor. Aynı işyerinde aynı işi yapan işçiler, çalıştıkları şirkete değil ayrı ayrı taşeron şirketlere bağlılar.

Kâr hırsı ve rekabet üretimin kesintisiz devam etmesini zorlarken, özel şirketlerin insafına bırakılmış işçilerin ne ücretleri artıyor ne de ekonomik büyümeye rağmen yaşam koşulları iyileşiyor.

Her gün onlarca işçinin çalışırken ölmesine yol açan özelleştirmeye karşı neden büyük bir mücadele patlak vermiyor?

Sendikalar kamu kurumlarının yani devlete ait kuruluşların özel şirketlere satılmasına karşı iki türlü tepki verdi.

İlki piyasa ekonomisinin sorunları çözeceğini baştan kabul etmekti. Çünkü SSCB yıkılmıştı, herkes stalinizmin çöküşünü sosyalizmin çöküşü olarak görüyordu ve sosyal devletin de aynı çöpe atılması burjuva fikrini kabul ettiler. Örgütlendikleri sektörler dışında Türk burjuvazisinin özelleştirme politikalarına itiraz etmediler.

Örgütlendikleri fabrikalar satılığa çıkarıldığında ise buna “Vatan satılıyor” diye tepki gösterdiler. Yani “milli” fabrikalarının “yabancılara” satılmasına karşı çıktılar. ve yenildiler.

Özelleştirmelerden en çok faydalanan Türkiye’nin en zengin ailesi Koçlarla, bir işçi ailesinin aynı topraklarda doğmaktan kaynaklı ortak çıkarlarından bahsetmek ne kadar saçma ise başka topraklardan kopup gelmiş Suriyeli ve Afrikalı göçmen işçilerle kaderimizin ortak olduğunu söylemek o kadar gerçek.

Patron ister “yerli” ister “yabancı” olsun işçinin alttaki konumu değişmez. İşçi sınıfının haklarını kazanması milliyetçilikten kurtulmalıyız.


Dijital sayı 27 - 11 Mayıs 2021 (pdf)

Dijital sayı 26 - 27 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 25 - 6 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 24 - 23 Mart 2021 (pdf)

Dijital sayı 23 - 16 Mart 2021 (pdf)

Abone olun

Dostlarımız

Marksist.org

Marksizm 2013

dsip
















Su Hakkı Kampanyası