Doğan Tarkan
12 Eylül halk oylaması “hayır” çağrısı yapan bütün siyasetler için ağır bir yenilgi oldu. Halkın yüzde 58’i anayasa değişiklik paketine “evet” dedi ve 12 Eylül rejimi 30 yıl sonra halkın oylarıyla, halkın vicdanında yenilgiye uğradı. Şimdi 12 Eylül rejimi ile hukuki hesaplaşma süreci başladı ve “Yetmez ama Evet” kampanyasını sürdürenler 13 Eylül günü birçok kentte 12 Eylül darbesinin sorumluları hakkında suç duyurularında bulunmaya başladılar. “Yetmez ana Evet” kampanyası ayrıca küçük bir isim değişikliği ile “Yetmez! Yeni bir Anayasa İstiyoruz” kampanyasına dönüştü. Yetmez ama Evet kampanyacılarının yanı sıra kampanya boyunca 15’inci maddenin kalkmasının hiçbir anlamı olmadığını çünkü zaman aşımı olduğunu söyleyen kimi hayırcılar da 13 Eylül günü 12 Eylül darbecileri hakkında suç duyurusunda bulundular. Evet oyları yani halk “hayırcıların” da önünü açtı.

Hayır oylarının iki özelliği var. Birinci olarak “hayır” oyları büyük kentlerin en zengin ilçelerinden geldi. İstanbul’da en yüksek hayır oyu Beşiktaş, Kadıköy ve Bakırköy’den Ankara’da Çankaya’dan, İzmir’de Konak ve Karşıyaka’dan geldi. “Evet” oyları ise en yoksul ilçelerde en yüksek oldu. Yani ortada bir sınıf ayrımı oldu. Hayırcıların bütün iddialarına rağmen işçi ve emekçiler, yoksullar “evet” derken orta sınıflar ve zengin sınıflar “hayır” dedi. Bu ayrımı hiçbir şekilde göz ardı etmek mümkün değil.

İşçi ve emekçiler daha önceki seçimlerde de “hayır” çağrısı yapan siyasi eğilimlerden uzak durmuştu. Halk oylamasında bu eğilim devam etti. Emekçilerin “evet” demesi AKP’nin bir emekçi partisi olduğunu göstermiyor. Ama sosyalistlere demokrasi mücadelesinde AKP’nin gerisinde kalmanın faturasının çok ağır olduğunu gösteriyor.

“Hayır” oylarının ikinci bir özelliği ise sadece CHP-MHP koalisyonunun kurulabildiği yerlerde çoğunluk olabilmesi. Uzun süredir bir CHP-MHP koalisyonu işlendi ve Türkiye’nin batı ve Güney’inde kıyı kentlerinde “hayır” oyları çoğunluk oldu.

“Hayır” çağrısı yapan MHP bu seçimlerden en ağır yenilgi ile çıktı. Güçlü olduğu her yerde tabanı “evet” dedi.

MHP bu halk oylaması kampanyasında milliyetçiliğe, Kürt düşmanlığına, savaş kışkırtıcılığına oynadı. Bir ölçüde CHP ve diğer “hayırcı” güçler de aynı şeyi yaptı. Yenildiler. Halk oylaması bir kere daha Türkiye’de milliyetçilerin yenilgisini gösterdi.

Buna karşılık Kürt illerinde BDP’nin ilan ettiği boykot tutumu büyük bir başarı ile gerçekleşti. Kürtler kendilerinin hesaba katılmadığı bir oylamada yer almadılar ve bu konuda toplu hareket ettiklerini kanıtladılar.

Şimdi önümüzde ateşkesin bitmesine bir hafta var. Halk oylaması barışçı ve siyasi bir çözüm için çok daha olumlu koşullar yarattı. Artık top hükümette. Kendisine çok daha güvenli olması gereken ve milliyetçi baskıdan kurtulmuş olan AKP siyasi bir çözüm için adım atmak zorunda. Aksi takdirde çok büyük zorluklarla elde edilen barış olanağı elden kaçabilir.

Kürt illerinin çoğunda katılım çok düşük oldu. Kimi illerde katılım yüzde 50’ler civarında az sayıda Kürt ilinde katılım yüksek oldu. Ancak her yerde, bütün Kürt illerinde “evet” oyları büyük farkla önde. Bu, Kürt ulusunun bu halk oylamasındaki tercihini gösteriyor ve siyasal bir çözümü kolaylaştırıyor.

Devrimci Sosyalist İşçi Partisi Türkiye’de “Yetmez ama Evet”, Kürt illerinde ise Boykot’u destekledi. Her iki tutumumuz da halkların desteğini kazandı.

Açık ki “Yetmez ama Evet” tutumu “evet” oylarının kazanmasında önemli bir rol oynadı. Bu nedenle saldırıya uğradı. Kampanya boyunca en çok tartışılan tutum boykottan sonra “Yetmez ama Evet” oldu. Bazı CHP yöneticileri taraftarlarına “kavga çıkarın” dedi. DSİP ve “Yetmez ama Evet” kampanyası fiili saldırıların yanı sıra düşük düzeyli sözlü saldırılara da uğradı. Ama biz halka, emekçi sınıflara güvendik, onlara seslendik ve kazandık. Söz verdiğimiz gibi yapacağız. Yetmez diyoruz ve yeni bir anayasa istiyoruz. Yetmez diyoruz ve yetmez gördüğümüz her konuda kampanya yapacağız. İşçi ve emekçilerin özgürlükleri kazanması için onları yanında duracağız.

Bizi şaşkınlık içinde bırakan tartışmalar yaşadık ve tespitlerle karşılaşıyoruz. Örneğin bir sol gazete halk oylamasında “hayır” diyen yüzde 42’yi “solcu”, “evet” diyen yüzde 58’i “sağcı” ilan etmiş. Kabaca MHP’liler solcu oluvermiş.

CHP ve bazı solcular daha da ileri giderek yüzde 42’inin yüzde 58’den daha fazla olduğunu iddia ediyor!

Oysa bu tür çarpıtmalara gerek yok.

Halk oylamasını AKP için güven oylaması olarak ilan eden, anayasa paketine AKP’den geldiği için karşı çıkan her türden “hayırcı” anlayış bu açıdan da ağır bir yenilgiye uğradı. Onların bakışı ile AKP haketmediği çok büyük bir güvenoyu kazandı. Kılıçdaroğlu’nun CHP’si, hayırcı sol yenildi, MHP büyük bir yenilgi aldı, milliyetçilerin, ulusalcıların ve yurtseverlerin güçsüzlüğü ortaya çıktı. Bu siyasetler için önümüzdeki dönem çok zor geçecek.  Siyasi olarak yenilenler fiili olarak da çözülmeye başlayacaklar. Hırçınlıklarının nedeni zaten bu.

Sosyalistler bu oylamada net bir tutum aldı. Her yerde “Yetmez ama Evet” tutumunu benimsedi. “Yetmez ama Evet” diyen sosyalistlerin “hayır” diyenlerden çok daha fazla olduğu açık. Şimdi görevimiz bir yandan bu farkı büyütmek diğer yandan da bu gücü daha örgütlü hale getirmek için önlemler almaktır.


Dijital sayı 27 - 11 Mayıs 2021 (pdf)

Dijital sayı 26 - 27 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 25 - 6 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 24 - 23 Mart 2021 (pdf)

Dijital sayı 23 - 16 Mart 2021 (pdf)

Abone olun

Dostlarımız

Marksist.org

Marksizm 2013

dsip
















Su Hakkı Kampanyası