"Tekçi" AKP

Kürt halkının mücadelesi "Kürt açılımı" denilen süreci başlattı. Sürecin daha ikinci gününde AKP geri adım atmaya başladı. Bir yandan devlet televizyonunda Kürtçe yayın yapılırken bir yandan anadilde eğitim hakkı yönünde Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı ve MHP liderliğinin sahip olduğu vurgulardan ayırt edilemez konuşma, milliyetçiliğin AKP açısından da seçim döneminde kullanılacak bir koz olduğunu gösteriyor.

Hükümet bir yandan milliyetçi oy tabanını geliştirmek için "tekçi" bir dil kullanır, Kürt halkının haklı taleplerinden birisini bile meşru karşılamazken bir yandan tüm alanlarda yeni liberal politikaları uyguluyor.

Japonya'daki nükleer felaketten, daha hızla ve daha özensiz bir şekilde nükleer santral kurma eğilimi çıkartan yeryüzündeki tek hükümet AKP hükümeti oldu. Hem enerji alanında hem de tüm ekonominin örgütlenmesinde yeni liberal politikaları ısrarla savunması, HES'ler, termik santrallar kurma konusunda aymazlık göstermesi AKP'ye verilecek oyların yeni liberal politikaların desteklenmesine teka-bül edeceğini gösteriyor.

 

 

Seçimlerden sonra

Seçimlerden sonra bir dizi özgürlük talebi için mücadele daha da büyük bir önem kazanacak. Kürt sorunu için yeni bir dönem başlayacak. Abdullah Öcalan, 15 Haziran'a kadar hükümetin ve devletin sorunun çözümü yönünde adım atmaması durumunda, savaşın daha şiddetli bir biçimde yeniden başlayabileceği mesajını veri-yor. Seçimlerden sonra, ya Kürt sorunun çözümü konusunda, Kürt halkının ulusal varlığının tanınması yönünde adımlar atılacak ya da yeniden insanlar ölmeye başlayacak.
Seçim sonrasının önemli bir başlığı da yeni anayasa yapımı için düğmeye basılması olacak. 12 Eylül referandumunda anayasada kısmi değişiklikler gerçekleşti. Seçimlerden sonra anayasanın tümünün değiştirilmesi, yeni bir anayasanın hazırlanması süreci başlayacak. Bu süreçte, tüm ezilenlerin, tüm dışlananların sesini duyurmak, taleplerinin içerilmesini sağlamak için hazır olmak çok önemli.
Seçimlerden sonra, başörtüsünden anadilde özgürlüğe, emekçilerin örgütlenme özgürlüğünden Ergenekon'un tümüyle dağıtılmasına, devletin Ermeni soykırımından dolayı özür dilemesinden cinsel yönelimler üzerindeki baskıların ortadan kaldırılmasına kadar bir dizi alandaki mücadele için seçimler öncesinde güçlü bir seçim kampanyasını örgütlemek çok önemli.

 

Avukat CHP

CHP ise Ergenekon davası konusunda zikzaklar çizerek bugünlere geldi.

Önce Ergenekon'un avukatlığını üstlendi CHP liderliği. Daha sonra, Kemal Kılıçdaroğlu, "Ergenekon neredeyse söyleyin ben de üye olacağım" diyerek Ergenekon davasını sulandırmaya çalıştı.

Kılıçdaroğlu belli ki Ergenekon'a üye olmak için gerekli kontak noktalarına ulaşamadığı için Ergenekon'u CHP'ye üye yapmaya karar vermiş.
Üç Ergenekon sanığını, CHP milletvekili adayı olarak öneriyor. Mehmet Haberal, Mustafa Balbay ve Sinan Aygün CHP listesinden aday oldular.
Darbeci bir örgütlenmenin üyesi oldukları gerekçesiyle sanık olan şahısları milletvekili adayı olarak önererek, CHP bütün demokratik yeni bir parti olarak örgütlenme iddiasını kaybetmiştir. Statükonun bekçiliğini yapan, demokratik her hamleye karşı çıkan, tüm darbe girişimlerine alkış tutan, Ergenekon davasının en başından beri davayı şüphe altında bırakmaya çalışan CHP'ye verilen oylar, Ergenekon zihniyetini desteklemek anlamına gelecektir.
Kemal Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanı olduğunda, CHP'de yeni bir dönemin başladığını, demokratik yönde bir değişimin önüne geçilmez bir biçimde artık CHP'ye hakim olacağını iddia edenler yanıldı.

 

Faşizme geçit yok!

Seçimlerde barajı aşma ihtimali olan üç parti var. Bu partilerden AKP ve CHP'nin bir baraj sorunu yok ama MHP hakkında rivayet muhtelif.
Bazı anketler faşist MHP'nin baraj altında kaldığını gösterirken başka anketler barajın üstünde gösteriyor. Sonuç ne olursa olsun, MHP, özel bir örgüt, faşist bir parti olarak hem Kürt sorununun derinleşmesinden yana, savaşın devamından yana hem de anayasada tüm yeniliklere karşı. Anayasanın Türk milliyetçiliği vurgusunun aynen kalmasını savunan MHP, tüm seçim stratejisini de kirli savaşın derinleştirilmesi yönünde kurguluyor.
Irkçı, milliyetçi hiçbir aday ve partiye oy verilmemeli!

Seçim kampanyasının en aktif sloganlarından birisi bu olmalı. MHP'ye verilecek oylar, BBP adaylarına verilecek oylar tüm demokratik hakların elimizden alınmasına katkı sağlayacak, siyasal demokrasinin zaten beğenmediğimiz sınırlarının daha da daralmasını sağlayacaktır.
Seçim kampanyası boyunca anti-faşist vurgu daima öne çıkmalıdır.

 

Ergenekoncular meclise giriyor

Darbe girişimlerine katılan, Ergenekon adlı cinayet şebekesine üye olmaktan yargılananlar soluğu CHP ve MHP listelerinde aldı.
12 Eylül referandumunda CHP, milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmadığı için 'hayır' oyu verme çağrısı yapmıştı. İkiyüzlü devlet partisi Ergenekoncuları milletvekili yaparak hem dokunulmazlık veriyor hem de hapisten meclis sıralarına taşıyor.

İşte Ergenekoncu milletvekili adayları:

Mehmet Haberal: Zonguldak'tan, adı madenciler ve emekle özdeş bir şehirden 1. sırada gösterilen Haberal, adı Erge-nekon'la özdeş olan 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in temsilcisi olarak tanınıyor. Türkiye ise Haberal'ı hazırlattığı sahte hastalık raporlarıyla 2 yıl boyunca hapiste değil bir ofise çevirdiği hastane odasında kalmasından biliyor. Sahte hastalık raporlarını hazırlayan iki doktor tutuklu.
Darbe girişimine katılmak ve anayasal düzeni zorla değiştirmek gibi suçlamalarla ağırlaştırılmış müebbet hapisle yargılanan Haberal sonunda CHP tarafından kurtarılıyor!
Mustafa Balbay: İzmir 2. seçim bölgesinde CHP tarafından 2. sırada aday gösterilen Cumhuriyet Gazetesi'nin eski Ankara temsilcisi Mustafa Balbay, gazetecilik faaliyetlerinden değil aktif darbecilikten tutuklu. Balbay, tuttuğu günlüklerde darbe girişiminde generalleri nasıl desteklediğini, hatta kışkırttığını yazmıştı. “Genç Subaylar Rahatsız” manşetinin sahibi Balbay kamu vicdanında mahkûm edilirken CHP onu da kurtaracak.
Sinan Aygün: Ankara Ticaret Odası Başkanı tefeci Sinan Aygün'ün adı Balyoz darbesi sonrası kurulacak hükümetin başbakanı olarak geçiyordu. Aygün, 2002'de Hıristiyanlara karşı başlatılan misyonerlik karşıtı kampanyanın finansörlerinden biri olmuştu. Misyonerlik karşıtı yüzbinlerce CD'nin parasını o vermişti. Cumhuriyet Mitingleri'nin örgütlenmesinde öne çıkan Aygün'de Ergenekon davasının sanıklarından biri ve örgütün kasalarından olduğu iddia ediliyor. Faşist görüşleriyle tanınan Aygün'ü kurtarmak da CHP'ye düştü.
Engin Alan: Balyoz darbe davası tutuklusu emekli Korgeneral Engin Alan, faşist MHP tarafından İstanbul 1. Seçim bölgesinde 1. Sırada aday gösterildi. Camileri bombalamak, darbeye direnenleri stadlara toplamak, 12 Eylül tipi bir yönetim kurmayı hedefleyen Balyoz Darbe Planı'nın imzacılarından biri olan Alan faşistler tarafından meclise taşınmak isteniyor.

 


Dijital sayı 27 - 11 Mayıs 2021 (pdf)

Dijital sayı 26 - 27 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 25 - 6 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 24 - 23 Mart 2021 (pdf)

Dijital sayı 23 - 16 Mart 2021 (pdf)

Abone olun

Dostlarımız

Marksist.org

Marksizm 2013

dsip
















Su Hakkı Kampanyası