Almanya ve İsviçre nükleer santrallarını kapatıyor.
İtalya’da referandumda halkın yüzde 95’i ‘nükleere hayır’ dedi.

1977 yılından beri yapılmaya çalışılan ancak yoğun tepkiler sebebi ile gerçekleştirilemeyen nükleer santral inşaatı AKP hükümeti tarafından başlatılmaya çalışılıyor. Halkın %64'ü karşı olmasına rağmen AKP, CHP, MHP gibi partiler nükleer santralleri istiyorlar. Japonya'daki Fukuşima santralinde meydana gelen kazanın yarattığı tehli-kenin boyutları ortadayken hala nükleer santrallerin güvenli olabileceğini, tüp-gazdan daha tehlikeli olmayacağını anlatmaya çalışıyorlar. Nükleer enerji gerçeği ise onların iddia ettiğinden oldukça farklı.

> Nükleer santrallerin inşası oldukça zahmetlidir. Yüksek güvenlik önlemleri gerektirdiğinden maliyetleri çok yüksektir. Yapımlarının planlandığı sürede bitirilmesi çok zordur. Risklerinin büyüklüğü sebebiyle sigortalanamazlar ve riskler kamuya yüklenir.

Kullanılan yakıt yüksek düzeyde radyoaktiviteye sahiptir ve yakıt olma özelliği bittikten sonra da radyoaktif bir atık haline gelir. Bu atıkların güvenli bir şekilde saklanabileceği bir yöntem henüz dünyada hiçbir ülke tarafından geliştirilememiştir, geliştirileceğine dair bir umut da yoktur.

> Santrallerin ortalama ömrü 40 yıl kadar olup, radyoaktivitesi çok yüksek olan bir binanın kapatılması için yine çok ciddi mali kaynaklara ihtiyaç olacaktır. Bu maliyet yine kamuya yüklenecektir.

> Büyük kazalar çok sık olmasa da olduğunda sonuçları çok ağırdır. 1986 yılında patlayan Çernobil santralinden yayılan radyoaktivite sebebi ile binlerce insan öldü. On binlercesi kanser oldu. Çok sayıda anormal çocuk doğdu. Çoğu yaşayamadı. Yaşayanlar ise hastalıkları ile çok da uzun sürmeyen bir hayatı yaşamaya çalışıyorlar.

> En güvenlikli nükleer santralleri bile inşa etseniz doğal olaylar neticesinde kazalar mümkün olabilecektir. Japon-ya'nın Fukuşima santralinde yaşanan felaket bunun son örneğiydi.

> İstihdamı arttıracağı söylenen nükleer santrallerde yüksek düzeyde vasıflı eleman kullanılır. Onlar da çok sayıda de-ğildir. Yani işsizliğe de çözüm olamazlar.

> Uranyum madenciliği oldukça kirli bir madencilik olması sebebi ile hatırı sayılır bir karbon salımına sebep olarak, hem çevre kirliliğini arttırırlar, hem de küresel ısınmaya çözüm olamazlar.

> Nükleer teknolojiye sahip olmak gerçekte nükleer silah üretme isteğinden kaynaklanmaktadır. Nükleer silahlanma bütün ülkelerde benzer bir isteği uyandıracak tehlikeli bir adım olacaktır.

> Alternatifimiz varken niye bu kadar tehlikeli bir enerji üretim yöntemini tercih edelim?

> Almanya 2022'ye kadar tüm nükleer santrallerini kapatacağını açıkladı. İsviçre'de öyle. İspanya enerji ihtiyacının %21'ini rüzgardan, %40'ını da yenilenebilir enerji kaynaklarından elde ediyor.

> Türkiye'nin sahip olduğu güneş ve rüzgar enerjisi potansiyeli de 2020'de tahmin edilen enerji harcamasından daha fazla. Kaldı ki jeotermal enerji de Ege bölgesinde önemli bir kaynak. Denizlerdeki dalgalardan enerji elde edilmesi henüz yaygın olarak kullanılamasa da geleceği olan bir enerji üretim tekniğidir. Bir de enerjiyi daha verimli kullanmamız halinde kurulması planlanan nükleer santrallerin üreteceği enerji kadar tasarruf sağlamak mümkün. Verimlilik deyince sadece televizyonunuzu stand by modunda bırakmamak, lüzumsuz ampulleri söndürmek gibi bireysel metodlar akla geliyor. Bunlar da elbette ki önemli ancak çok az etkili yöntemler. Oysa ki binaların izolasyonu, aydınlatmada düşük enerjili ampullere geçilmesi, ulaşımda toplu ulaşımın tercih edilmesi gibi daha merkezi önlemler çok ciddi enerji tasarrufu gerçekleştirilmesini sağlayabilmektedir.  Enerji bakanı bizlerin enerjisiz, ilkel bir dünyada yaşamak istediğimizi, elektrik yerine mum kullanmak istediğimizi düşünse de, bizler tam aksine hayatımızı kolaylaştıran teknolojiyi kullanırken doğayla barışık yaşamanın mümkün olabileceğini söylüyoruz.

> Bir avuç nükleer santral inşa firması sahibi servetlerini biraz daha katlayacak diye risk almaya gerek var mı?

> Biz hayır teşekkürler, nükleersiz bir dünya mümkün diyoruz.

 


Dijital sayı 27 - 11 Mayıs 2021 (pdf)

Dijital sayı 26 - 27 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 25 - 6 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 24 - 23 Mart 2021 (pdf)

Dijital sayı 23 - 16 Mart 2021 (pdf)

Abone olun

Dostlarımız

Marksist.org

Marksizm 2013

dsip
















Su Hakkı Kampanyası