1 Küreselleşmenin ve yeni liberalizmin milyonlarca kadının yaşamı üzerinde derin etkileri var. Kapitalizm kadınların sömürülmesinde yeni biçimler ve ifadeler yarattı.

2 Kadınların sömürülmesi, baskı altında olması binlerce yıldır var olan sınıflı toplumun bir ürünüdür. Ancak kapitalizmin gelişmesi ile birlikte kadınlar durumlarının farkına varmaya ve durumlarının değişmesi için yeni pozisyonlara ve olanaklara sahip oldular.
3 Kadınlar milyonlar halinde işgücüne katıldılar ama fabrikalarda, bürolarda, dükkanlarda çalışmak bırakalım özgürleşmeyi kadınların yaşamında da bir gelişme yaratmadı. Kadınlar işyerinde sömürüye uğradıkları gibi ailenin ve çocukların yükünü de omuzlamak zorunda kaldılar.

4 Kadınların geleneksel anne ve eş rolleri ortadan kalkmadığı gibi sömürüye daha uygun bir hale getirildi. Şimdi yaşamın her alanına karışmaları isteniyor ama çalışma yaşamında veya ailedeki en küçük sorundan dahi onlar sorumlu tutuluyorlar.

5 Az sayıda yönetici kadın için oluşturulan pembe koşullar asıl noktanın gözden kaçmasına yol açıyorlar, bunlar çok az sayıdaki kadın için değil bütün kadınlar için olmalı.

6 Bütün kadınlar baskı ve sömürü görmesine rağmen yaşam koşulları birbirinden çok farklı. Kadınlar cinsleri etrafında birleşik değil, sınıf esasında bölünmüş durumdalar. Orta ve üst sınıfların kadınları sömürücü sistemden pay alıyor ama bunu kendilerine dönük baskıyı azaltmak için kullanıyorlar. Çalışan kadınlar ise genellikle yemek pişiren, temizlik yapan, üst sınıf kadınların kişisel hizmetlerini gören, az ücret alan ve ne yazık ki kendi ailelerini ihmal etmek zorunda kalan kadınlardır.

7 Kadınlar şimdilerde her zamankinden çok cinsellikleri ile tanımlanan objeler durumunda. Kadınların bugün de erkek kültürü ile çevrilmiş olması 1950’lerden beri kadınların durumunda hiçbir değişiklik olmadığı kanısını yaratıyor.

8 Bu seks objesi olma durumu ve erkeklerin mülkü oldukları kanısı kadınların ev  içi şiddete, tecavüze ve cinsel tacize uğramalarına neden oluyor. Bu durum yeterince görülmüyor, rapor edilmiyor ve gizli kalıyor. Ancak 1960’lardan hatta 70’lerden sonra bu sorunlar politik konular olarak görülmeye başlandı.

9 Yaşamlarını kontrol edebilmeleri için kadınların kendi vücutlarını kontrol edebilmeleri gerekiyor.

10 Kapitalist ideoloji bir yandan aileyi öne çıkarıp kadınların ve çocukların rolllerini aileye bağlarken, aynı zamanda da çalışma hayatının gerekleri nedeni ile ailenin bireylerinden “aile yaşamından” fedakarlık yapmalarını istiyor.

11 Kâr sisteminin öncelikleri ve özelleştirilmiş aile kadına dönük baskının kapitalizm içinde yapısallaşmış olduğunun kanıtıdır. Bütün gerçek ve samimi kurtuluş hareketleri insanlığın kurtuluşu için verilen daha geniş bir mücadelenin parçası olmalıdır. Bu nedenle erkekler ve kadınlar özgürlük için mücadele etmelidir. Sosyalizm ve kadınların kurtuluşu ayrılmaz bir biçimde birbirlerine bağlıdır.

12 Mücadele etmeden kazanamayız. Bütün büyük sosyal hareketler kadın sorununu öne çıkarırlar. 19’uncu yüzyılda kadınların kurtuluşu hareketi adını köleliğin kaldırılması hareketinden aldı. 20. yüzyılda kadınların kurtuluşu hareketi adını dünyanın dört bir yanındaki sömürgecilikten kurtuluş mücadelelerinden aldı. 21’inci yüzyılda kadınların kurtuluşu hareketi dünyayı değiştirmek, tüm baskıların ve sömürünün nedeni olan sınıflı topluma son vermek için mücadele etmeli.


Dijital sayı 27 - 11 Mayıs 2021 (pdf)

Dijital sayı 26 - 27 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 25 - 6 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 24 - 23 Mart 2021 (pdf)

Dijital sayı 23 - 16 Mart 2021 (pdf)

Abone olun

Dostlarımız

Marksist.org

Marksizm 2013

dsip
















Su Hakkı Kampanyası