25 Ocak devrimiyle Hüsnü Mübarek’in devrildiği Mısır’da tekrar patlak veren devrimci hareket, halkın politik bir devrimden fazlasını istediğini açıkça gösteriyor. Devrimin ardından iktidara gelen Müslüman Kardeşler, halkın taleplerini karşılamayıp, aksine Mübarek rejimiyle uzlaşan ve onun politikalarını devam ettiren bir hat izledi. Mısır’ın yeni başkanı Mursi, meydanlara inen devrimcilerin ve grevci işçilerin üzerine polisi ve haydutları saldırttı. İlk ziyaretini bölgede karşıdevrimin kalbi olan Suudi Arabistan’a yaptı, Gazze tünellerini yıktırdı, Camp David anlaşmasına bağlı olduğunu açıkladı. IMF’den borçlanmaya devam etti ve kemer sıkma önlemleri dayattı. Tüm bunları yaparken de devrimin temsilcisiymiş gibi davrandı.

Ancak özgürlük, onurlu bir yaşam ve sosyal adalet talepleriyle sokağa çıkan devrimin gerçek temsilcilerinin hareketi yok olmuş değil. İşçi sınıfının öncü kesimleri Müslüman Kardeşler’in sınıfsal yapısının farkına çabuk vardı. Mursi’nin verdiği sözleri tutmaktaki isteksizliği, yeni anayasanın yapılması sürecinin antidemokratik ve tepeden işletilmesiyle birleşince devrimcilerin öfkesi bu kez Mursi’ye yöneldi. Anayasa taslağına ülkenin başkanının çıkardığı kararnamelerin “hiçbir şekilde değiştirilemeyecek şekilde nihai ve bağlayıcı”olması maddesinin eklenmeye çalışılması 27 Kasım günü başlayan gösterilerin kıvılcımını çaktı. Müslüman Kardeşler’in bürolarının yakıldığı gösterilerde devrimciler yeni bir diktatöre izin vermeyeceklerini gösterdi.

DSİP’in kardeş örgütü Devrimci Sosyalistler, bugünkü görevin Müslüman Kardeşlerin sermaye yanlısı politikalarını teşhir ederek onların tabanını kazanmak olduğunu vurguluyor. Safların İslamcı-laik olarak değil, devrim yanlısı-düzen yanlısı olarak kurulması gerektiğini savunuyor. Hem ABD ve patronlarla uzlaşan Müslüman Kardeşleri, hem yeniden toparlanmaya çalışan Mübarek dönemi kalıntılarını, hem de “laiklik” maskesi altında işçiler konusunda Müslüman Kardeşlerle aynı görüşleri paylaşan liberalleri teşhir etmek ve işçi sınıfı mücadelelerini birleştirmek gerektiğini savunuyorlar.