Irkçı cinayetin ardındaki işbirliği
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in katledilmesinin üzerinden 6 yıl geçti. Yargı hala ‘örgüt var mı yok mu’yu tartışıyor. Kendisine karşı yapılan darbe planlarının bir parçası olarak gerçekleştirilen suikastın üzerine gitmeyen AKP hükümeti katilleri koruyor.

1915’te bu toprakların kadim halkı Ermeniler, Türk ulus-devletini kurmak isteyen İttihatçı çeteler tarafından binlerce yıldır yaşadıkları yerlerden kovulmuş, 1,5 milyonu katledilmişti.

19 Ocak 2007 günü katledilen Hrant Dink için Sosyalist İşçi “1,5 milyon +1” başlığını atmıştı.

Hrant Dink, 1915’te yaşanan vahşeti, kendine özgü diliyle Türklere anlatmayı başardığı ve yüzleşme sürecini başlattığı için hedef seçildi.

1980’li yılların hemen başında, 12 Eylül darbesinin zulüm ikliminde Kürt halkı özgürlüğü için yeni bir atılım içine girdi. 30 sene sonra bu atılım en önemli evresinde.

Bu 30 senenin özet başlıklarında neler yok ki: Kürtlerin partileri kapatıldı, gazeteleri kapatıldı, bombalandı, milletvekilleri hapse atıldı, binlerce insan öldürüldü, Kürt iş adamlarından gazetecilere, çocuklardan aydınlara kadar onlarca siyasi suikast yapıldı, yüzlerce Kürt siyasinin gömüldükleri yer bile bulunamadı.

İstanbul'un Balat semtinde bulunan ve dünya Ortodokslarının büyük çoğunluğu tarafından dini merkez olarak kabul edilen Ekümenik Patrikhane'nin yakınlarına nefret söylemi içeren bir pankart asıldı. Pankartta, "Balat Türk'tür Türk kalacak, asla Vatikan olmayacak" yazarken, pankartın altında ise 'Balat Gençlik' imzası yer alıyor.

Patrikhane devlet tarafından on yıllardır tehdit olarak görülüyor.

Ergenekon çetesinin üssü olan Türk Ortodoks Patrikhanesi karşı faaliyetler için kurulmuştu.

20 OCAK SAAT 14.00’TE TÜNEL’DEN TAKSİM’E YÜRÜYÜŞ
Darbelere Karşı 70 Milyon Adım Koalisyonu20 Ocak Pazar günü saat 15.00’da Tünel’den Taksim’e yürüyoruz.Hep birlikte “Balyoz darbecileri aklanamaz” diyelim.20 Ocak 2013 Pazar günü, Balyoz Darbe Planı’nın Taraf gazetesinde açığa çıkartıldığı günün 3. Yıl dönümünde tüm vicdan sahiplerini, demokrasiden yana olanları, darbe mağdurlarını eyleme çağırıyoruz. Dört bir koldan Balyoz planını yapanlar kurtarılmaya, karar aşamasına gelen Ergenekon davası da baskı altına alınmaya çalışılıyor. Balyoz darbe planı ile suç işlendiği mahkeme tarafından sabit görüldü ve 325 sanık suçlu bulundu. Mahkeme kararından sonra sanıklar ve yakınları mahkeme heyetini alttan alta tehdit etti. Medyanın etkili isimleri 325 kişiyi masum ilan etti. Siyaset ise kurtuluş için Yargıtay’ı işaret etti.

DSİP Genel Başkanı Doğan Tarkan: "Sanıklar adeta suçüstü yakalandılar. Mahkemenin sonunda da darbe hazırlığında oldukları ortaya çıktı. Kimi iddialar var darbe girişiminin doğru olmadığı yönünde. Ben bunları bilemem. Hukukçu değilim. Benim vicdanımda bunlar suçludur. Daha başka suçlular da var. Kafes davası, 12 Eylül ve Ergenekon davası gibi. Umarım orada da aynı sonuçları elde edeceğiz. Davadaki sonuçlar caydırıcıdır. Ama önemli olan burada yaptığımız kitlesel eylemdir. Darbeleri bundan sonra istemiyoruz."

Meltem Oral
Rosa Luxemburg, katledilişinin üzerinden neredeyse yüz yıl geçmesine rağmen, günümüzün özgürlük mücadeleleri için hâlâ bir kılavuz.

Geçen iki sene içerisinde Tunus, Mısır ve Libya’da on yılların diktatörleri özgürlük talebiyle ayaklanan halklar tarafından devrildi, kitlelerin kendi tarihlerini sokakta yazdıkları, özgür iradeleriyle sokağa çıktıkları bu süreç hızla Suriye, Bahreyn, Yemen gibi ülkelere de yayıldı.

Barış süreci ilk zorlu sınavından güçlü çıktı. Savaş kışkırtıcıları amaçlarına ulaşamadı.

Profesyonelce işlenen suikastın asıl hedefi PKK’nin kurucularından, Sakine Cansız’dı. Ona sıkılan kurşunların hedefi, devletle masaya oturan Abdullah Öcalan’dı.

DSİP, Diyarbakır’daki törene bir heyetle katılacak. Kürtlerin, Alevilerin, Dersim halkının başı sağolsun... Paris’te katledilen üç Kürt kadın siyasetçi, 17 Ocak günü Diyarbakır’da düzenlenecek törenle memleketlerine gönderilecek.

Barışa sahip çıkalım.Bu fırsat heba edilmemeli. Bu savaş artık bitmeli. Provokasyonları, saldırıları, suikastları boşa çıkartacak olan barış sürecine toplumsal desteğin hayatın her alanında öne çıkmasıdır. Kolay değil. Savaştan kar eden ya da çıkarı olan geniş bir kesim var ve barışı engellemek için ellerinden geleni yapacak.Hükümet baştaki bu tavrından caysa da, bazı AKP’liler ve hükümet yanlısı medya 3 Kürt kadın siyasetçiye yapılan suikastı “örgüt içi infaz” olarak işlemeye devam ediyor.

Toplumun farklı kesimlerinden barış sürecine destek mesajları veriliyor. Sokaktan ilk destek ise İstanbul’da Barış İnisiyatifleri’nden geldi.

9 Ocak’ta aralarında DSİP, DÖH, MazlumDer İstanbul Şubesi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Dernekleri federasyonu, Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe Girişimi gibi bir çok örgütlenmenin yer aldığı eylemde barış yanlıları Galatasaray Meydanı’ndan Taksim’e “Şimdi barış zamanı” sloganıyla yürüdü.

Volkan Akyıldırım
Zonguldak maden ocaklarında bir hafta içinde meydana gelen iki patlama ve göçükler 10 işçinin hayatına mal oldu.

Biri TTK’nın diğeri özel bir maden şirketinin ocağında gerçekleşti. Her ikisinde de işçilerin zamana karşı yarıştırılarak çalıştırıldığı ve iş güvenliğinin hiçe sayıldığı ortaya çıktı. Bunlara kaza denemez. İş cinayeti denir.

Dijital sayı 27 - 11 Mayıs 2021 (pdf)

Dijital sayı 26 - 27 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 25 - 6 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 24 - 23 Mart 2021 (pdf)

Dijital sayı 23 - 16 Mart 2021 (pdf)

Abone olun

Dostlarımız

Marksist.org

Marksizm 2013

dsip
















Su Hakkı Kampanyası