Sosyalistler neden hala dünyayı değiştirecek temel gücün işçi sınıfına ait olduğunu söyler? Patronlar kötü işçiler iyi olduğu için veya çalışmak "erdem" olduğu için değil. Halk, ezilenler veya bir öncü parti de dünyayı değiştirecek temel güç değildir. Önemli olan ne kadar ezildiğimiz veya mağdur olduğumuz değildir. Kapitalizm altında etnik, cinsel, mezhepsel, dinsel ayrımcılığa maruz kalan gruplara tek tek dikkat çekmek yerine işçi sınıfının önemine vurgu yapmanın çok temel bir anlamı var. İşçi sınıfının kolektif olma özelliği onu diğer bütün kimliğe dayalı toplumsal tanımlamalardan ayrıştırır. Yaşamak için işgücünü sermayeye satmak durumunda olan ve çalışma koşulları üzerinde kontrol hakkı olmayan her çalışan, işçi sınıfının parçasıdır ve üretim sürecinde "iş hayatının" gereği olarak kolektif olmak zorundadır. Bir araba fabrikasında hammaddenin temininden, montaja, boyamadan, motorun üretilmesine hatta dağıtıma kadar farklı işleri yapan işçiler ortak bir sürecin parçasıdırlar ve bir arabayı birlikte üretirler. Bu durum hizmet sektöründe de aynıdır. Bir üniversite idari, akademik personelleri, öğrenci işleri, yemekhanesi ile bir fabrika gibi çalışır, her departmanda biri diğerinin işini tamamlayarak ilerler. İşçilerin üretim sürecinden gelen bu kolektif gücü onu ekonomik mücadelede diğer işçilerle ortaklaştırır ve patron karşısında da kolektif davranmanın olanağını verir. Bu yüzden işçi sınıfı kapitalizmin dünyaya "istemeden" verdiği bir hediyedir. Kapitalizmi içinde sınıfsal çelişkiler barındıran kadınların, göçmenlerin veya ezilen grupların tek başına verdiği mücadele değil sınıfsal çıkarı ortak olan işçi sınıfının mücadelesi alt edebilir.


Dijital sayı 27 - 11 Mayıs 2021 (pdf)

Dijital sayı 26 - 27 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 25 - 6 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 24 - 23 Mart 2021 (pdf)

Dijital sayı 23 - 16 Mart 2021 (pdf)

Abone olun

Dostlarımız

Marksist.org

Marksizm 2013

dsip
















Su Hakkı Kampanyası