ANTİKAPİTALİST ÖĞRENCİLER DİYOR Kİ!
Sokaklarda uzun zamandır duyulan yepyeni bir ses var. Bu ses Irak’taki ve Afganistan’daki işgale, küresel ısınmaya, tüm darbelere ve darbecilere karşı çıkan, Kürt halkının, eşcinsellerin, başörtülülerin özgürlüğünü savunan, demokrasiden, barıştan, adaletten yana mücadele veren bir hareketin sesi. Yeni bir dile ve mücadele biçimine sahip olan bu antikapitalist hareketin içerisinde çok sayıda genç bulunuyor. 
Yeni hareketin kampanyaları olan Küresel BAK’tan, KEG’ten, Darbelere Karşı 70 Milyon Adım’dan, Irkçılığa ve Milliyetçiliğe Dur De! Kampanyasından birbirlerini tanıyan ve birlikte kampyanya yürütme deneyimine sahip bir çok genç bu yeni sesi okullarına da taşımak üzere Antikapitalist Öğrenciler ismiyle örgütlendiler.

Kapitalizm bizi heryerde birbirimize düşman ediyor. Okullar ve üniversitelerde sistem kendi propagandasını yapıyor. Bize hep diğerlerinden daha başarılı olmamız gerektiği ve böylece mezun olduğumuzda daha iyi bir maaşla iş bulup daha iyi bir hayat süreceğimiz öğretiliyor. Ancak dünyada şirketler ve sermaye ufak bir azınlığın elinde ve bu durumda bize vaad edilen fırsat eşitliği yalnızca bir yalandan ibaret. 
Kapitalizm ırkçılığı, milliyetçiliği, cinsiyetçiliği, homofobiyi körüklüyor, dünyanın her yerinde savaşlara sebep oluyor ve iklimin geri dönülemez biçimde değişmesine sebep oluyor. Okullarımızdaysa derslerde milliyetçilik propogandaları yapılıyor, başörtülü arkadaşlarımız kapıdan çevriliyor. Kampüslerde öğrenciler kameralar ile sürekli izleniyor, sivil polisler ve özel güvenlikler tüm öğrencilere potansiyel suçlu muamelesi yapıyor. Üniversite rektörleri demokratik seçimlerle seçilmiş bir hükümeti silahlı yollarla devirmeyi amaçlayan bir terör örgütüne üye olmaktan yargılanıyor, üniversite konseyleri Ermeni halkının acılarını paylaşan bir imza kampanyasını kınayarak şovenist milliyetçilikten yana tavır takınıyor. 

Darbe

Bütün bunlar şaşırtıcı değil. 2547 sayılı "Yükseköğretim" yasasına göre üniversitenin birinci amacı “Atatürk ilke ve inkılaplarına uygun gençler yetiştirmek” ve onlara “milli birlik ve beraberliği kuvvetlendirici ruh ve irade gücü” kazandırmak. Okuduğumuz bölüm hakkında bilgi sahibi olmamız  bu amacın çok ardından akıllarına gelmiş yasayı hazırlayanların. Bu yasa 12 Eylül darbesi ile çıkartılan ve YÖK isimli kurumun tüm üniversiteleri tahakküm altına almasına sebep olan yasa. Bu yasa ile beraber üniversitelerin özerkliği yok edildi, okullara polisin girmesinin önü açıldı.
Her bir darbe ile daha da kışlaya benzeyen üniversitelerde 28 Şubat ile beraber askeriye mantığı devreye girdi ve kapılara siyasi afişleri, broşürleri toplamak ve başörtülü öğrencileri içeri sokmamak üzere özel güvenlikler dikildi. Okullara ikna odaları kondu ve bir çok öğrenci yok yere okuldan atıldı. O zamandan beri okullarda baskı sürüyor. 
Şimdilerde ise YÖK yeni bir proje geliştiriyor. Projeye göre üniversite kampüslerinde “Özgür Alan” denilen bölgeler oluşturulacak ve bu alanlarda öğrenciler izin almadan yasalar dahilinde toplantılar, gösteriler ve etkinlikler gerçekleştirebilecek. Üniversitelerin şehir dışına taşınması, kampüslerin küçültülmesi ile iyiden iyiye toplumdan soyutlanmasına eşlik eden bu proje, üniversitede bir alanı “özgürleştirerek” diğer tüm alanları tutsak hale getirmeyi, üniversitedeki tüm faaliyetleri muhtemelen kimsenin gitmeyeceği alanlarda izole etmeyi amaçlıyor.

Özgürlük
Oysa başka bir üniversite mümkün! Üniversite öğrencileri devletin dayattığı resmi ideolojinin temsilcisi olmak zorunda değiller. Okullar öğrencilerini dünyada ve ülkede olan bitenden habersiz, tek tip giyinen ve tek tip düşünen kişiler olmaya zorlayamaz. Aksine, üniversite tüm düşüncelerin özgürce konuşulup paylaşıldığı, tüm renkleri barındıran bir yer olmalı. 
Okullarımızı özgürleştirme mücadelemiz, dünyayı değiştirirme mücadelesinden ayrı düşünülemez. Savaşlara, darbelere, adaletsizliğe karşı çıkarken, sömürüyle mücadele eden işçilere destek verirken, ırkçılığı, milliyetçiliği, homofobiyi sorgularken bir yandan da okullarımızı özgürleştirebiliriz.

 

BİZE KATILIN
DÜNYAYI
BİRLİKTE DEĞİŞTİRELİM


l Ergenekon davasının arkasında duran ve tüm darbecilerin yargılanmasını savunan, tüm darbelere ve darbe girişimlerine karşı net tutum alan,
l Başörtüsüne özgürlük diyen ve hiç çekinmeden “hepimiz ermeniyiz” sloganını atabilen,
l Yeni ve kitlesel bir sola ihtiyaç duyan,
l Savaşlara ve işgallere dur diyen,
l ”Krizin faturasını patronlar ödesin” diyerek sokağa çıkan,
l Halkların kardeşliğinden yana olan, Kürt halkının mücadelesini destekleyen,
l LGBTT mücadelesinde yer alan ve susmadan “eşcinseller vardır” diye haykıran,
l Patronların değil gezegenin kurtarılması gerekliliğini vurgulayan ve başka bir enerjinin mümkün olduğunu söyleyen, Nükleer santralleri değil, yenilenebilir enerjiyi savunan,
l Irkçılığa ve milliyetçiliğe karşı sokağa çıkan,
l Türcülüğü reddeden, tüm canlı yaşamının uyumunu savunan,
Tüm öğrencileri ANTİKAPİTALİST ÖĞRENCİLER’e katılmaya çağırıyoruz…

Bilgi Üniversitesi:
0506 892 70 10
Boğaziçi Üniversitesi:
0535 382 91 07
İstanbul Üniversitesi:
0554 388 02 16
İstanbul Teknik Üniversitesi:
0555 439 21 93
Galatasaray Üniversitesi:
0535 439 21 93
Mimar Sinan Üniversitesi:
0505 847 75 92


Dijital sayı 27 - 11 Mayıs 2021 (pdf)

Dijital sayı 26 - 27 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 25 - 6 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 24 - 23 Mart 2021 (pdf)

Dijital sayı 23 - 16 Mart 2021 (pdf)

Abone olun

Dostlarımız

Marksist.org

Marksizm 2013

dsip
















Su Hakkı Kampanyası