Mustafa Bassiouny, Kahire’den bildiriyor
Mısır’da yükselen bir protesto dalgası var ve bu dalgaya posta çalışanları da greve çıkarak dahil oldu. Binlerce postane işçisi Mayıs ayının başından beri ülkenin çeşitli yerlerinde düzenlenen miting ve grevlere katılıyor.
Geçen hafta Nil Pamuk-İplik fabrikalarında da protesto yürüyüşleri gerçekleşti, başkent Kahire’nin güneyinde bulunan Tanta Flax & Oil fabrikasında işçiler 1000 kişilik bir iş bırakma eylemi düzenlerken, Tebbeen’deki çelik fabrikasında çalışan işçiler oturma eylemi gerçekleştirdi. Nubia’da arkeolojik arazideki işçiler de harekete geçmek üzere hazırlık içerisinde.
Posta çalışanlarını tetikleyen şey, yeni bir iş performansı değerlendirme sisteminin hayata geçirilmiş olması; bu sistem yöneticilere iki yıl içinde kötü performans sergilediğini tespit ettikleri işçileri işten çıkarma yetkisi veriyor.
Posta işçileri bu sistemin durdurulması için kampanya başlattı, ek olarak postanelerle aynı bakanlık tarafından çalıştırılan Mısır Telekomünikasyon işçileri ile eş statü talep ediyorlar.
Güvenlik güçlerinden gelen tehditlere rağmen 7 Mayıs’ta ülkenin birçok yerinde aynı anda gerçekleşen protesto gösterilerine 5000’in üzerinde posta işçisi katıldı. Hareketin merkezi Nil deltasında bulunan Kafr al-Shaykh’ta; buradaki grev 18 Mayıs’tan 23 Mayıs’a kadar devam etti.
Devlet tarafından kontrol edilen postacı sendikası, hareketi sabote etmeye çalıştı; grevi kırdı ve kampanyaya katılanların sendikaya üyeliklerini iptal etti.
Yöneticiler militan işçileri sürgüne gönderdi ve diğer işçilere de aynı şeyi yapmakla tehdit etti.

Tüm baskılara rağmen posta işçileri yılmıyor. Kampanyanın öncülerinin tutuklanması üzerine, 18 Mayıs’ta yeni ve büyük bir grev daha düzenlendi. Bu kez yöneticiler işçilerin yürüyüşlere katılmalarını engellemek için kapıları kilitledi.

Posta işçileri mücadeleye devam edecek
Posta çalışanlarının grevi 2007 yılında vergi tahsildarlarının gerçekleştirdiği grev ile büyük benzerlikler taşıyor. Düşük ücretle çalışan vergi tahsildarları daha iyi çalışma koşulları ve devlet memurluğu statüsü için büyük bir mücadele başlatmıştı.
Tıpkı posta çalışanları gibi, onlar da çeşitli şehirlerde örgütlenmiş ve mücadeleyi sokağa taşımışlardı. Kitlesel protesto gösterilerinin yasak olduğu Mısır gibi ülkelerde bu tarz eylemler açıkça devlete meydan okumak anlamına geliyor. Gösteriler sokaktaki sıradan insanlarla dayanışmayı sağlamada kilit öneme sahip.
Son üç yıldır on binlerce Mısırlı işçi düşük ücretler, zorlu çalışma koşulları gibi sebeplerle sokağa çıktı. 2006 Aralık ayında tekstil işçilerinin yaptığı yürüyüşler sonucu kazanımlar elde edilmesi ile işçiler arasında grevlerin zaferle sonuçlanabileceği fikri yayıldı.
Vergi tahsildarlarının gayriresmi grev komiteleri, 50 yıldan beri ülkede kurulan ilk bağımsız sendikaya dönüştü.
Tüm bu mücadeleler işçi sınıfının demokrasi mücadelesinde en ön safta yer aldığı fikrini yerleştirdi.
Devlet baskısının böylesine yoğun olduğu ülkelerde uluslararası destek çok büyük önem taşıyor. Daha fazlasına ihtiyacımız var.