KENT A.Ş. işçisi taşeronlaşmaya ve işten çıkarmalara direniyor
Ufuk Kaya 
Sİ İzmir - Cumhuriyet “Halk” Partisi’nin kalesi olarak görülen İzmir’de bir zamandır emekçi düşmanlığı rüzgârları esmekte. 29 Mart yerel seçimleri öncesinde CHP’li İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kamusal birim olarak gerçekleştirmekle yükümlü olduğu belediye hizmet işlerini peşkeş çektiği taşeron firmalardaki işten çıkarma uygulamalarına seçimlerden sonra CHP’li Karşıyaka Belediyesi de eşlik etmekte gecikmedi. CHP’li Karşıyaka Belediyesi’ne ait Kent A.Ş’de DİSK’e bağlı Genel-İş kolunda örgütlü olan 276 işçi, taşeron sisteminin kurulup örgütlü mücadelenin kırılması amacıyla işten çıkarıldı.
İşten çıkarılan işçiler, yaklaşık 50 gündür Karşıyaka ilçesine bağlı Örnekköy semtindeki şantiye alanında aileleri ile birlikte gece gündüz direniş nöbeti tutuyor. 26 Mayıs günü direnişteki işçiler, işçilerin aileleri, siyasi parti ve örgütlerin katılımıyla belediye binasının önüne kadar ses getiren bir fiili yürüyüş gerçekleştirildi. İşten çıkarılan işçiler, 15-16 Haziran tarihlerinde de belediye önünde bir oturma eylemi gerçekleştirdi. 

Direnişin kararlı bir şekilde sürmesi, iktidar koltuğunda oturan CHP’li belediye başkanı Cevat Durak ve taşeron firma sahibi yandaşlarını giderek sıkıntıya sokuyor. Bu nedenle, belediye yönetimine yakınlığıyla tanınan yerel medya organları işçilerin haklı direnişini çarpıtmak için büyük çaba sarf ediyor. Özellikle, İzmir Büyükşehir ve Karşıyaka Belediyesi’ne (aslında CHP diye de okunabilir ve hatta okunmalıdır) yakınlığıyla bilinen Yeni Asır TV, Yeni Asır gazetesi, Ege TV gibi medya kuruluşları Kent A.Ş. işçilerinin mücadelelerine gölge düşürmek için büyük çaba harcıyor.
8 Haziran günü polis şantiye alanında bulunan direnişteki işçileri ve ailelerini dağıtmak ve gözdağı vermek için müdahale girişiminde bulundu. Ancak, bu müdahale girişimi işçilerin karalı tutumunun farkına varan İzmir Valisi ve DİSK başkanının aracılık etmesi neticesinde başarıya ulaşamadı.
Şantiye alanında görüştüğümüz işçiler, işten çıkarılmalarına gerekçe olarak “işçi fazlalığının” gösterildiğini, fakat bu durumun gerçeği yansıtmadığını söylüyor. İşçiler, önceki dönemde daha az sayıda işçi arkadaşlarıyla aynı işi yaptıklarını, fakat belediyenin hizmet işlerini taşeron firmalara devretmesiyle birlikte, kendilerinin işten çıkarılıp yerlerine önceki dönemden fazla sayıda işçinin işe alındığını belirtiyor. Bu durumun, “işçi fazlasının bahane olduğu ve belediye kaynaklarının taşeron firmalara peşkeş çekilmesi şeklinde görülmesi gerektiği” görüşü direnişteki işçiler arasında yaygın bir kanı olarak yerleşmiş durumda. 
İşçiler, CHP’li Belediye Başkanı Cevat Durak ve taşeron firmalar arasında da organik bir bağın varlığına inandıklarını ve Durak’ın çalıştıkları dönemde sürekli olarak kendileri üzerinde baskı yaratmaya çalıştığını ifade ediyor. Görüştüğümüz direnişteki işçiler arasında bir kişi de, çalışırken ayağını sakatladığını, buna bağlı olarak rahatsızlık çektiğini belirtiyor ve ekliyor: “Zorluk ve eziyet olsun diye beni çay ocağına verdiler ve sürekli olarak ayakta servis etmem gerekiyor. Ayrıca, uzun zamandır mesai ücretlerimiz de ödenmiyor.”
“Size destek olabilmek için neler yapmamızı önerirsiniz?” şeklinde bir soruyu, işten çıkarılan bir işçi: “Siyasi partilerin ve örgütlerin kendi mücadelelerini bizim mücadelemizin önüne koymadan hareket etmesi ve yalnızca bize destek vermesi gerektiği” şeklinde yanıtlıyor.