Toplu sözleşmeler ücret anlaşmazlığıyla tıkandı
Kamu sektöründe çalışan 300 bin işçiyle hükümet arasındaki toplu iş sözleşmesi görüşmeleri anlaşmazlıkla sonuçlandı. Hükümet ücret artışı başta olmak üzere işçilerin bir dizi talebini kabul etmedi. İşçileri temsil eden Türk-İş’in yönetimi hükümet tarafından önerilen zam oranlarını yetersiz bularak Başbakan”la görüşme kararı aldı. Türk-İş yönetimi TÜSİAD, TİSK, TOBB gibi işveren örgütleriyle birlikte "Eve kapanma, pazara çık" başlıklı tüketimi artırmaya dönük kampnyayada katılmıştı. Petrol-İş, Harb-İş, Tümtis, Tez Koop-İş gibi sendikalar ise “krizin faturasını patronlar ödesin” sloganını öne çıkarıyor ve Türk-İş’in sokağa çıkmasını istiyor.


Kamu işçisi neden öfkeli?

Kamu işçilerinin sefalet ücreti aldığını söyleyen Türk-İş’e bağlı sendikalar hükümetten ücretlerin önümüzdeki bir yıl için enflasyon ve büyüme dikkate alınarak yüzde 20 oranında artırılmasını, ikinci yıl ise birinci yılda gerçekleşen enflasyon üzerine 4 puan refah payı eklenmesini, sosyal yardımların da yüzde 40 oranında artırılmasını talep etmişti.
Buna karşılık hükümet, ilk yılın birinci altı ayı ve ikinci altı ayı için yüzde 3; üçüncü ve dördüncü altı aylar için yüzde 2,5 zam teklifi yaptı, düşük ücretler için gündeme getirilen 25 TL iyileştirmeyi teklif etti. İşçilerin haklı taleplerinin yanına bile yanaşmayan bu öneri Türk-İş yönetimi tarafından görüşülmeye değer bulunmadı. Türk-iş yönetimi anlaşmazlıkla tıkanan toplu iş sözleşmeleri için Başbakan’la görüşecek. Ancak Türk-İş’e bağlı sendikalar tarafından ortaklaşa belirlenen taleplere yanaşmayacağı verdikleri tekliften açık.
Hayat pahalılığı karşısında ücretleri eriyen kamu işçilerinin sendikaları son 20 yıldır düşük ücret artışı içeren toplu sözleşmelere imza atıyor. Toplu iş sözleşmeleri altı ay önce başlamış, ancak hükümet bu süre boyunca işçilerin taleplerine kulaklarını tıkamıştı. Kamu işçileri bundan dolayı öfkeli. Türk-İş’e bağlı bazı sendikaların birçok şubesi Türk-İş’in sokağa çıkması gerektiğini düşünerek yönetimin tutumunu eleştiriyor.

Türk-İş muhalefeti ne istiyor?
Geçen hafta Ankara ve İstanbul’da bazı Türk-iş sendikalarının üyeleri hükümetin önerdiği kölelik zammını ve Türk-İş yönetiminin tutumunu eleştirmek için sokaktaydı. Taksim’den Türk-İş temsilciliğine yürüyüş yapan İstanbul İşçi Sendikaları Şubeleri Platformu yaptığı açıklamada öfkelerinin gerekçelerini saydı:
“Hükümetin Türk-İş’in teklifine karşılık verdiği ücret teklifi geçen hafta yetkililerce açıklanmıştır. Vergi, sigorta kesintileri, zamlar ve hayat pahalılığı karşısında gün geçtikçe eriyen ücretlere rağmen açıklanan bu zam teklifi işçilerle alay etmektir. Bu zam teklifi kabul edilemez.
“Diğer yandan, yıllarca sendikalı olan ve toplu sözleşme imzalayan pek çok işyerinde başka sendikalar işkolu itirazlarında bulunmakta, yıllarca süren mahkemeler nedeniyle işçiler mağdur edilmektedir. Bazı işyerlerinde ise işçilere sendika değiştirme baskıları yapılmaktadır.  Bu akıl almaz itiraz ve baskılar nedeniyle yaklaşık 60.000 kamu işçisi mağdur edilmiştir.
“Kıdem tazminatı gaspı her fırsatta ısıtılıp ısıtılıp işçilerin gündemine getirtilmektedir. Tüm bunlar krizin faturasının işçilere ödetilmesi çabasıdır. ‘Kriz varsa çare de var, eve kapanma pazara çık’ kampanyasına karşı, bizler krizin bedelini ödememek için pazara değil, sokağa mücadeleye çıkmak gerektiğine inanıyoruz.”

Son büyük grev
Toplu iş sözleşmelerinde ücret anlaşmazlığı çözülmezse grev süreci başlayabilir. Kamu işçilerinin son büyük grev dalgası 1995 yazında gerçekleşmişti. Ücretlere sıfır zam öneren dönemin DYP-CHP hükümetine karşı Haziran başında 10 bin işçi greve çıkmış, Ağustos’a gelindiğinde greve çıkan işçi sayısı 200 bini aşmıştı. Türk-iş’li işçiler taleplerini reddeden CHP’nin kongresini basmış, ardından Çiller-Baykal hükümetini istifaya zorlamıştı. Gerçekleşen iki büyük Ankara yürüyüşünde işçiler polis ve jandarma barikatlarını aşmış, Tansu Çiller’in kurmak istediği azınlık hükümetinin bir gecede yıkılmasına neden olmuştu. Bugün ise kapitalizm krizle sarsılıyor. İşçi sınıfının birçok kesimi hakkını arıyor, grev yapıyor, işyerlerini işgal ediyor. Eğer kamu işçileri harekete geçerse küçük direnişler de kazanır. Türkiye’nin en büyük sendikası Türk-İş’in tabanı tavrını mücadeleden yana koyarsa, bu güç diğer konfederasyonları ve örgütsüz işçi ve işsizleri de harekete geçirebilir.
Sosyalistler kamu işçilerinin haklı taleplerini ve öfkelerini tüm çalışanlara anlatmalı. Bütün yürüyüşlerin kitlesel ve birleşik geçmesi için çaba sarf etmeli. Dayanışma uzun süredir saldırı altındaki işçilere güven vereceği gibi, toplumla işçileri karşı karşıya getiren hükümeti de köşeye sıkıştırabilir.
Türk-İş, DİSK, Hak-İş ve KESK krize karşı birlikte direnmeye karar verirse, bugün kazanılması hayal olarak görülen ücret artışı ve birçok hak kolaylıkla kazanılabilir.

 

Başbakanlık Basımevi’nde grev
Türk-İş’e bağlı Basın-İş Sendikası Resmi Gazete’nin de içinde bulunduğu Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve diğer resmi yayınları da çıkartan Başbakanlık Basımevi’nde grev kararı aldı.
Sendika yaptığı açıklamada, yılbaşından bu yana süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde bir sonuca varılamadığı için greve çıktıklarını açıkladı.

Edirne’de temizlik işçileri iş bıraktı
Edirne’de 2 aydır maaş alamayan temizlik işçileri iş bırakma eylemi yaptı. Edirne Belediye’sine çalışan özel şirkete bağlı işçiler maaşlarını alana kadar eylemlerine devam edeceklerini söylediler. Edirne Belediyesi Temizlik İşleri’nin işçilere gerekli desteğin sağlanacağı sözünü vermesinin ardından eylem sona erdi.

Emekli-Sen kürsü kurdu
26 Mayıs’ta başlayan “İnsanca yaşayacak bir maaş ve sendika hakkımızı istiyoruz” kampanyasını yapan emekliler son eylemlerini geçtiğimiz Cumartesi günü gerçekleştirdiler.  İstanbul Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda kürsü kuran emekliler kampanyalarına imza topladılar, üye kazandılar ve seslerini duyurdular.

Ereğli’de tersane işçileri eylem yaptı
Zonguldak Ereğli’de bulunan Tersaneler Bölgesindeki bir tersanede çalışan işçiler eylem yaptı. Maaşlarını alamadıklarını sööyleyen taşeron firmaya bağlı 80 işçi iş elbiselerini giydikten sonra iş alanına çıkmadılar.
Toplam 250 kişi olduklarını ve üç aydır maaş alamadıklarını söyleyen işçilerden birisi, okula giden çocuğunun 1 Lira’sını alarak işe gelebildiğini söyledi ve “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın niçin tersane işçilerinin haklarını savunmuyor?” diye sordu

SABAH-ATV grevcilerine yine polis engeli

17. haftadır grev yapan basın emekçileri geçtiğimiz Cumartesi günü 17. defa Taksim Tramvay Durağı’nda bir araya geldi. Polis ise aynı geçen hafta olduğu gibi basın emekçilerinin yürüyüşüne izin vermedi.
                             


Dijital sayı 27 - 11 Mayıs 2021 (pdf)

Dijital sayı 26 - 27 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 25 - 6 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 24 - 23 Mart 2021 (pdf)

Dijital sayı 23 - 16 Mart 2021 (pdf)

Abone olun

Dostlarımız

Marksist.org

Marksizm 2013

dsip
















Su Hakkı Kampanyası