Doğan Tarkan
Recep Tayyip Erdoğan sonunda DTP heyeti ile görüştü. Uyanıklık yaparak Başbakan olarak değil, AKP Genel Başkanı olarak görüştü. Yani devlet DTP'yi Kürt sorununun çözümünde muhatap almamış oldu. Sadece iki partinin liderleri görüştü. Eninde sonunda devlet birini muhatap alacağına göre acaba bu kim olacak? PKK'nin yetkilileri Kandil Dağı'ndaki PKK yöneticilerini veya İmralı'da Abdullah Öcalan'ı gösteriyorlar.
Geçerken değinebileceğimiz bir küçük sorun daha var. İçişleri Bakanı Beşir Atalay toplantıya Bakan olarak mı, yoksa AKP üyesi olarak mı katıldı?
Ortada çok olumlu bir hava var. Kürt sorunu çözüldü, çözülecek. Açık ki çok mesafe alındı. Olumlu hava tamamen boşuna değil ama hükümetin paketini bekleyip görmek lazım.
Ama önce sorunun ne olduğunu, dolayısıyla paketten en az neler beklenmesi gerektiğini saptamakta yarar var.
Ortada bir savaş var. Uzun sürfedir devam eden bir savaş. Galibi, mağlubu tam belli değil. Türk milliyetçileri "terörün kökü kazınmalıdır" derler ama savaş bir türlü bitmiyor. Uzadıkça uzuyor. Kaldı ki önceki Genel Kurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt bu savaşı kazanamayacaklarını anlattı.
Savaş Kürtlerin kimliklerinin tanınmasını istemeleri üzerine başladı. Daha önce sayısız Kürt ayaklanması oldu. Hepsi bastırıldı. Ama bu defa ayaklanma bastırılamıyor. Hareketin kökleri daha derinde ve güçlü.
Kürtler kendilerinin Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu olduklarını söylüyorlar. Tanınması gereken bu durum.
Bütün bunlardan sonra köylerin Kürtçe isimlerinim geri verilmesi, insanların çocuklarına Kürtçe isim koyabilmeleri, Kürtçe konuşma hakkı, okullarda Kürtçe eğitimi verilmesi, Üniversitede Kürtçe bölümlerinin oluşturulması vs. Bunların hepsi iyi güzel ama 20-30 yıldır süren, on binlerce insanın canına mal olmuş, milyonlarca insanın yaşadıkları yerleri terk etmesine neden olmuş bir savaş bu kadar kazanımla bitebilir mi? Bütün bu süre içinde katlanılan eziyetin karşılığı bu olabilir mi? Açık ki olamaz.
Kürt sorununda bir çözüm için iki temel meselenin halledilmesi gerekiyor. Birincisi bölgenin statüsü ne olacak? Her şey eskisi gibi mi kalacak? İkincisi Kürt hareketinin dağdaki, ovadaki, kentlerdeki ve hapishanelerdeki kadroları ne olacak? Bugün bir çözüm bulunması gerektiğini Türkiye'nin gündemine sokanlar esas olarak hapishanelere mi girecekler. Kürtlere karşı kirli savaşı sürdüren devlet kadroları ne olacak? Kürtleri sorgusuz sualsiz öldüren, yakan, asit kuyularına atan kolluk kuvvetleri ne olacak? Peki korucular ne olacak. Koruculuk devam edecek mi?
Kürt sorununda çözüm bu sorulara cevap vermelidir yoksa çözüm olmaktan çıkar.
Hükümetin acilen başta Kürtler olmak üzere tüm topluma doğru dürüst bir çözüm için sürecin başladığını göstermek için alabileceği birkaç önlem var.
Öcalan'ın durumu değiştirilebilir. İzolasyon ortadan kalkar. DTP kapatılma davası durdurulur. DTP milletvekilleri için açılan sayısız dava düşürülür. Bunlar siyasi adımlardır ve etkilidirler.
Ama en önemlisi bir aşamada Cumhurbaşkanı bir yanına Meclis Başkanı'nı, diğer yanına Başbakan'ı, İçişleri Bakanı'nı, Genel Kurmay Başkanı'nı ve yargının önde gelenlerini alır ve bir basın toplantısı yapar. Topluma bu savaşın artık bitmesi gerektiğini, devletin savaş boyunca çok hata yaptığını anlatır ve özür diler.
Kürtlerden bazıları, onların da özür dilemesini, yaptıklarının cezasını çekmeleri isteyebilir. Oysa onlar devlet değil, bir politik hareket. Eğer yanlış yaptılarsa kimsenin desteğini göremezler. Katılacakları ilk seçimlerde hezimete uğrarlar...

(sesonline.net’ten alınmıştır)