ABD Başkanı Barack Obama geçtiğimiz hafta Küba ve Arjantin’deydi. 88 yıldır görevdeyken Küba’yı ziyaret eden ilk ABD Başkanı olan Obama’nın Arjantin ziyareti ise cunta rejiminin 40. yılı protestolarına denk geldi.

“Sosyalist” Küba’dan sevgilerle

Obama’nın Küba ziyaretinin gündeminde 2014’ün sonunda normalleşme sürecini başlattıkları ABD-Küba ilişkilerinin daha iyi bir noktaya taşınması vardı. Her iki ülke arasındaki ilişkiler Obama ve Raul Castro’nun iktidara gelmesiyle yumuşamaya başlamıştı. Ancak Küba üzerindeki ekonomik ambargonun kaldırılabilmesi için kongre kararı gerekiyor. Aralık 2014’ten bu yana ilişkileri normalleştirmeye çalışan Barack Obama ve Raul Castro, telekomünikasyon alanında işbirliğinin önünü açmış ve ilk kez iki ülke arasında tarifeli yolcu uçağı seferlerinin başlamasını sağlamışlardı.

Tüm bu gelişmeler Küba’nın sosyalist olduğunu iddia edenleri zor durumda bırakıyor. Çünkü Küba’daki rejimin sosyalizm olduğunu öne sürenler buna iki kanıt gösteriyor: Küba’nın yanıbaşındaki ABD emperyalizmine karşı olması ve ekonomideki devlet mülkiyeti. Ekonomideki devlet mülkiyeti Rual Castro’nun devlet kapitalizminden piyasa kapitalizmine geçiş çabaları ile birlikte uzun zamandır aşınıyordu. Castro gayri menkul alım satımını serbest bırakmış, turizm yatırımlarına izin vermiş. Binlerce kamu çalışanını işten çıkarmıştı.

Plaza de Mayo annelerinden protesto

Obama’nın bir diğer ziyareti de Arjantin’e oldu. Aynı tarihte Buenos Aires’te, 1978-83 yılları arasında hüküm süren cunta rejimini protesto etmek için rejimin 40. yılında binlerce kişi meydanlardaydı. “Bir daha asla” sloganı altında yürüyen Arjantinliler, Obama’yı da protesto ettiler. Ayrıca Obama ile birlikte Hafıza Parkı’nda darbe kurbanlarını anma etkinliği düzenleyen Arjantin Devlet Başkanı Mauricio Macri’nin davetine hiçbir insan hakları örgütü katılmadı. Arjantin’de binlerce insanın hayatını kaybetmesine, işkence görmesine yol açan darbenin baş sorumlusunun ABD olduğu biliniyor.