Türk solunda en belirgin politik hata, Kürt sorununa yaklaşımda açığa çıkıyor. 1980'li yıllardan itibaren solun Kürt hareketiyle ilişkisi en iyi ihtimalle seçimler yaklaştığına Kürt partileriyle seçim ittifakları kurmak oldu.

Zaman zaman eylemlerde Kürt halkıyla dayanışma sergilense de "ezilen ulusu eleştirel ama koşulsuz destekleme" prensibi, solda kemalizmin yaygın etkisi nedeniyle hemen her zaman, "koşulsuz eleştiri ve kerhen destek" biçimini aldı.

Sol, ittifak kuramadığı zamanlarda Kürt hareketini daima rakibi olarak gördü, politik tutumlarını bu rekabet duygusu belirledi.

Kürt hareketinin siyasi temsilcisi olan partileri, diğer partilerle eşitledi ve eşit mesafe aldı.

Yeni bir sol partinin ne kadar yeni olup olmadığını belirleyecek olan, Kürt hareketiyle kurduğu ilişki olacaktır.

Kürt hareketini desteklemeyen, kemalizmden tam bir kopuş gerçekleştirerek Kürt halkıyla koşulsuz bir şekilde dayanışamayan, ezilen ulusun varlığının, her düzeyde, ideolojik, kültürel, tarihsel, politik ve anayasal tüm düzeylerde tanınması için mücadeleyi politik programının en başına yazamayan bir parti yeni bir sol parti olamaz.