İrem Nur Aksu - Ersin Tek
IMF toplantılarının ilk gününden yine belirsizlik çıktı. Küresel sermayenin temsilcileri daha önce de G20 ve G8 toplantılarından da aynı tablo çıkmıştı. Türkiye Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'ın sözleri toplantıların özeti gibi: "Bu toplantılara damgasını vuran husus, '[krizden] çıkma zamanı geldi mi, gelmedi mi?' bu konuyu tartışıyorlar. Ortaya herhangi bir fikir birliği çıkmadı. Bunun için de erken. Bu iş oldu, tamamen çıkıyoruz demek için erken."

Merkez Bankası başkanı bu görüşlerinde, yalnız değildi. IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn da aynı görüşte. Strauss-Kahn, 2010 yılında işsizliğin artacağını söyledi. "Aslında krizin bittiğini, bunu atlattığını söyleyemeyiz" sözleri ise, çözümsüzlüğünü ortaya koyuyordu. Üstelik, Strauss-Kahn'ın kriz konusunda daha da umutsuz olduğunu söylemek de mümkün. Dünya Bankası verilerine göre 90 milyon kişinin "ağır yoksullukla" karşılaşacağını söyleyen Strauss-Kahn, düşük gelirli ülkelerde bu durumun savaşlara bile yol açabilecek boyutta olduğunu da ekledi.

Toplantıların diğer aktörü Dünya Bankası'nın Başkanı Robert Zoellick da açıklamaları ile IMF başkanının görüşlerine destek verdi. 59 milyondan fazla insanın kriz nedeniyle işsiz kalacağını ve 50 bin bebeğin krizden dolayı öleceğini açıklayan Zoellick de somut bir öneri anlatamadı. Zoellick, Dünya Bankası'nın yeni bir rol üsteleneceğini ve 65 yıllık Bretton Woods sisteminin değişmesi gerektiğine değindiyse de, somut olarak bir yenilik modeli ortaya konmadı.

Yeni olan ne peki?

IMF Başkanı da, Dünya Bankası başkanı da, "yeni model" ve "yeni kalkınma"dan bahsetti. Dünya Bankası Başkanı, bu modelin temelinin "dengeli çok kutuplu ekonomik büyüme" olduğunu söyledi. Bu çok kutuplu büyümenin merkezi olarak Dünya Bankası'nı gösterdi. Fakat, bir yanlıştan hareket eden bu yaklaşımın krize çözüm olması mümkün değil. Çok kutuplu bir ekonomik büyüme anlayışı kısa vadede kapitalistlerin tahammül gösterebileceği bir öneri olsa da, kapitalizmin doğasındaki rekabet, "denge" tanıyabilecek bir zemine engel olacak başlıca sorun. IMF başkanı önerisini özetle, "açığı olan ülkelerde tasarruf, fazlası olan ülkelerde daha fazla harcama" olarak tanımladı. Yoksul ülkelere yıllardır önerilen tasarruf ve kemer sıkma politikalarının bizzat işçi sınıfının temel haklarına ve toplu işten çıkarmalara yol açtığı; hatta bizzat krizleri tetikleyen temel faktör olduğunu da biliyoruz. Tasarrufu yapacak sınıfların, işçi sınıfı olduğu çok açık. Peki, "fazlası olan ülkeler" harcamayı nasıl yapacak? Kimilerinin iddia ettiği gibi "yoksul ülkelerin" sırtından "zengin ülkelerin" işçilerine akacak bu paralar? Elbette ki hayır. Harcama yapmak, muhtemeldir ki IMF'nin önerisinde olduğu gibi, yaşam kalitesinin yükselmesi anlamına gelmiyor. Pek çok kamu hizmetinin ücretli hale gelmesi ve özelleştirmeler de harcamaların yükselmesi anlamına geliyor.

Mutluluk ve huzur: özelleştirmelerle

Toplantının açılış konuşmasını yapan Tayyip Erdoğan herşeyin temelinde insan olması gerektiğini söyledi ve ekledi "Amaç, insanın mutluluğudur, huzurudur." Peki, yeni liberal programları yıllardır hayata hızla geçiren hükümet, 'mutluluk ve huzurun' paran yoksa öleceğin, paran yoksa eğitim alamayacağın bir sistemde olmayacağını bilmiyor mu? IMF gibi hükümet de yeni liberal politikaları uygulamaya devam etmekte ve hala savunmaktadır.

Yeni-yeniden-liberalizm

Toplantılar başlamadan da biliyorduk. Bizim için değişen bir şey olmadı. 13.000 kapitalistin birleştiği toplantıdan yine liberal politikalar çıktı. Yine yoksulluk çıktı. Toplantılarda konuşulan, bizzat küresel sermaye temsilcilerinin söylediği gibi, milyonlarca insanın yaşamı oldu. Aç kalacak, ölecek insan sayısı konuşuldu toplantılarda. Ve, kapitalizmin öldürmesine devam kararı çıktı. Önümüzdeki dönem küresel sermaye politikalarına ise dünyanın dört bir yanından mücadele sesleri yükselmeye devam edecek. IMF başkanının söylediği gibi: "Geçiş, kesinlikle kolay olmayacak."

 


Dijital sayı 27 - 11 Mayıs 2021 (pdf)

Dijital sayı 26 - 27 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 25 - 6 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 24 - 23 Mart 2021 (pdf)

Dijital sayı 23 - 16 Mart 2021 (pdf)

Abone olun

Dostlarımız

Marksist.org

Marksizm 2013

dsip
















Su Hakkı Kampanyası