Roni Margulies
Yalova milletvekili (kaymakam değil, milletvekili) Muharrem İnce şöyle bağırmış Ufuk Uras'a: "AKP'nin alkışlamasından çok memnunsun galiba! Yazıklar olsun sana! ÖDP'yi kapattın, AKP'ye geçeceksin sen, kesin. Sen kesin AKP'ye geçiyorsun. (Gürültüler)".

Niye Ufuk'un AKP'ye geçeceğinden kaygılanmış İnce? Ufuk mecliste Kürt Açılımını savunduğu için!

Ufuk ve arkadaşları ve daha pek çoklarıyla birlikte yeni bir sol parti kurmaya niyetli olduğumuz için, ben de kaygılandım doğrusu. Ama merak edecek bir şey yok. Kendisine sordum, AKP'li olmak gibi bir niyeti yokmuş.

Yokmuş ama, bu suçlama yıllardır gündemden düşmüyor: "Sen AKP'lisin", "Sen AKP'ye geçmek üzeresin", "Sen AKP yalakasısın".

Kimlere karşı yöneltiliyor bu suçlama?

AKP'nin Genelkurmay'a karşı diklenmesini olumlu mu buldun? "Sen AKP yalakasısın".

AKP'nin darbecileri hapse tıkmasından memnun mu oldun? "Sen AKP'lisin".

AKP'nin askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasını sağlamış olması iyi bir şey mi sence? "Sen AKP'ye katılmak üzeresin".

AKP'nin Alevi veya Ermeni açılımlarını onaylıyor musun? "Seni gidi AKP'li seni".

Devletin el koymuş olduğu azınlık vakıflarının mülklerini AKP geri verdirdiğinde iyi olduğunu mu düşündün? "AKP üyeliğinin yolu açıldı sana".

Ve en korkuncu: AKP'nin Kürt açılımını, savaşın sona ermesini, Kürtçe televizyonu, Öcalan'ın tecrit işkencesinden çıkarılmasını destekliyor musun? "Çoktan AKP'li olmuşsun sen".

Kısacası, bu memleketi askerin yönetmesine karşıysan, demokrasinin çok da kötü bir şey olmadığını düşünüyorsan, Kürtlerin taleplerini destekliyorsan, "Türkiye Türklerindir" demiyor ve azınlık haklarını savunuyorsan, "sen AKP yalakasısın".

Nedir bunun mantığı?

Şudur: AKP yalakası olmayanlar, yani hakiki devrimciler askere karşı ses çıkarmaz, Genelkurmay'ın ülkeyi yönetmesini onaylar, Kürt sorununun çözümü doğrultusunda adım atılmasına karşı çıkar, "Ne mutlu Türk'üm diyene" der ve azınlık haklarını savunmaz!

Kimdir bu en hakiki devrimciler? Tabii ki TKP. Ama sadece TKP değil. Çünkü daha 2-3 hafta öncesine kadar, TKP, ÖDP ve EMEP birlikte davranıyor, birlikte eylem örgütlüyor ve eylemlerde ortak pankart arkasında yürüyordu. Sonra anlaşamamışlar. Ama anlaşmayı ve belki de birleşmeyi umuyorlardı.

Demek ki bunu umabilecek kadar ortak bir zeminleri var.

EMEP'in ne dediğini, ne düşündüğünü genellikle pek anlayamıyorum.

Ama ÖDP'nin siyasetleri çok açık, çok belli.

Bakın Melih Pekdemir ne yazıyor:

"Anti-Kemalizm günümüzde moda oldu. Çünkü anti-Kemalizm şimdi muktedirdir, saldırgan güçtür. 'Kemalizm' ise artık savunma pozisyonunda… Esas olarak Kemalizm'in müzmin muhalifleri 'yeni muktedirlerin' genel söyleminde, Kemalist nitelemesi, hükümete karşıt bütün kesimleri kapsayan bir muhteva kazanıyor. Ergenekonculuk ile birlikte, Kemalistlik suçlaması, bir zamanlar her muhalife yöneltilen 'komünist' suçlamasının yerini aldı bile! 'Kim türban konusunda, AB konusunda, emperyalizm ve bağımsızlık konusunda veya AKP karşıtı olumsuz bir şeyler söylüyor, devrimcilikten söz ediyorsa 'Kemalist' damgası yapıştırılıyor" diye boşuna yazmamıştı Oğuzhan Müftüoğlu…"

Çok acıdım vallahi! 'Kemalist' damgası yemekten rahatsız olmuşlar! Vah vah!

Hem Kemalist devletin resmi ideolojisine karşı çıkmayacaksın, karşı çıkmayı "moda" olarak küçümseyeceksin, karşı çıkanları "muktedir ve saldırgan" olarak, "müzmin muhalif" olarak tanımlayacaksın, hem de sana 'Kemalist' damgası yapıştırılmayacak! Ömürsünüz vallahi!