Şubat ayında tüketici fiyatları aylık yüzde 0,35 arttı. 2019 Şubat ayına göre yıllık artış yüzde 12,4.

Berat Albayrak’ın “Yeni Ekonomi Programı”nda yıl sonunda enflasyonun yüzde 5 olacağı iddia ediliyordu. Oysa enflasyon 4 aydır yükseliyor.

2019 Ekim döneminde yüzde 8,6’ya kadar gerileyen tek haneli enflasyon, artık geçmişte kaldı. Yıl sonunu muhtemelen yüzde 15 (resmi) enflasyonla kapatacağız.

  • Faiz, Merkez Bankası indirimlerinin etkisi ile sürekli düştü, ama son haftalarda yeniden artışa geçti.
  • USD/TL kuru, faizdeki düşüşle ters orantılı olarak sürekli bir artış içinde.
  • Enflasyon, USD/TL kurundaki yükselişe paralel bir şekilde artıyor.

Üretimi önemli ölçüde ithal girdilere bağlı olan ve o nedenle kur artışlarının enflasyona doğrudan yansıdığı Türkiye’de faiz, döviz kurunu denetlemek için kullanılır. Faizi indirince kur yükselir ve enflasyonu olumsuz etkiler.

Türkiye’de ekonominin motoru son yıllarda ihracat oldu, kurdaki artışlar ihracata bir ölçüde olumlu yansıdı. Ama Coronavirüs etkisi ile dünya ticaretinde ve turizm hareketlerinde bir yavaşlama başladı. Bu yavaşlama, Türkiye’nin ihracat ve turizm gelirlerini olumsuz etkileyecek. Bu da dış ticaret açığını artıracak, döviz bulmayı zorlaştıracak.

Sürecin Türkiye açısından tek olumlu gelişmesi, talep azaldığı için petrol fiyatlarında ortaya çıkan düşüş, ama bu düşüş de Ortadoğu’ya yapılan ihracatı olumsuz etkileyecek.

Bütün bu gelişmelerin sonucunda şunu söyleyebiliriz: Hayat pahalılığı veya onun ekonomideki karşılığı olan enflasyon düşmeyecek, satınalma gücümüz düşecek, yoksullaşmaya devam edeceğiz.

Hem Türkiye’nin kendi koşulları nedeniyle (askeri operasyonlar), hem de dünya çapında ortaya çıkan gelişmeler (Coronavirüs) nedeniyle yeniden büyük bir krizin içine doğru yuvarlanıyoruz.

Krizin faturasını kapitalistlere ödetmek için örgütlenmek, birlikte mücadele etmek tek yolumuz.