Kapatılan DTP'nin ardından barış sürecinde öne çıkan Kürtlerin meşru partisi BDP ilk kongresini gerçekleştirdi. Son üç ayda binden fazla üye ve yöneticisi gözaltına alınan, halen 150 üyesi tutuklu olan BDP hükümeti tasfiye planlarından vazgeçmeye çağırdı.

Barış ve Demokrasi Partisi 1. Olağan Kongresi 1 Şubat'ta Ankara'da toplandı. Selahattin Demirtaş ve Gülten Kışanak'ın eşbaşkan seçildiği kongrede önümüzdeki sürece ilişkin bir çok önemli açıklama yapıldı. 

DSİP Genel Başkanı Doğan Tarkan, kongreye gönderdiği mesajda 'Barışa her zamankinden daha yakınız. Savaş kışkırtıcılarını yenelim. Batı'da ve Doğu'da darbeyi durduralım. Acı ve ölümden başka bir şey sunmayan tasfiye planlarını hep birlikte çöpe atalım. Devrimci Sosyalist İşçi Partisi, Kürt ulusunun özgürlük mücadelesini koşulsuz olarak destekliyor. Kardeş partimiz BDP'nin yanındayız.' dedi.

Selahattin Demirtaş, kongrede yaptığı konuşmada AKP'yi eleştirdi. Demirtaş, demokratik açılım politikasının hükümet tarafından Kürt ulusunun meşru örgütlerini tasfiye etme sürecine dönüştürüldüğü- ne dikkat çekerek şunları söyledi: 'Bu doğrultuda önümüzdeki dönemin temel politikası halkımızı AKP'den kurtarmak olacaktır. Biz halkımızın huzurunda söz veriyoruz, elimize vurulan kelepçeleri çıkarıp AKP zihniyetinin boynuna takacağız.'

BDP'nin yeni eşbaşkanı Kürtleri AKP ve CHP örgütlerden toplu olarak istifa etmeye çağırdı. Demirtaş 'Oysa bizler biliyoruz ki CHP 1938'de başlattığı fiziki katliamı şimdi bu şekilde kültürel katliamla sonuçlandırmak istiyor. CHP'nin önerisinin Türkçesi şudur; biz yıllardır Kürtleri asimile etmeye çalışıyoruz. Türkçe eğitim alanlar bir şekilde asimilasyon sürecine dahil oldular, ancak Türkçe eğitim alamayan özellikle yoksul Kürtleri özel okullarda kaliteli bir şekilde ve bedava okutarak Türkleştirirsek bu mesele biter diyor' dedi.

Öcalan'ın çağrısı
BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Kürt sorununda çözüm için Kürt ulusal       lideri Abdullah Öcalan'ın süreçte rolüne şu sözlerle dikkat çekti:

'Sayın Öcalan; barış arayışları, fikirleri, PKK ve halk üzerindeki birleştirici gücü nedeni ile en etkili aktördür. Savaşı durdurmak isteyen bir devlet, bu etkili muhatabı, bir şekilde dikkate almak durumundadır. Bunun tersi, siyaset bilimine aykırıdır. Devlet bu konuda samimi olursa biz inanıyoruz ki barış çok kısa bir sürede gerçekleşecektir. Yaşanan tıkanmalar çok kolay aşılacaktır. Sayın Öcalan'ın bu noktada Sayın Başbakana yaptığı bir de çağrı vardı; barışı sağlayacak sadece iki kelimeye ihtiyaç var diyor kendisi; 'barış görüşmeleri'. Anaların acılarını, gözyaşlarını dindireceğine dair Türkiye'ye söz veren Sayın Başbakan bu çağrıya kulak tıkayamaz.'

Demirtaş, asker ve gerilla ailelerine çağrı yaptı:

'Çocuğunuzun ölümüne seyirci kalmayın. Bu savaşın bitmesini istemek herkesten önce sizin hakkınızdır. Bu hakkınızı arayın. Bakın, PKK barış görüşmelerine hazır olduğunu söylüyor. PKK'yi buna hazır hale getiren siz anneler, devleti de aynı noktaya çekerek barışın mimarı olabilirsiniz.'