Eli Haligua
Akkuyu'da nükleer santral yapılması için Rusya ile -ihale şekli, uluslararası bir anlaşma olmasının sorunları göz ardı edilerek- imzalanan anlaşmanın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın da deyimiyle meclisten 'hızlıca' geçirilmeye çalışması midelerin bulanmasına neden oluyor.

Mideler zaten nükleerin genel, bir çok kere bir çok şekilde dile getirdiğimiz, handikapları yüzünden hassasken bu anlaşmanın detayları, amaçları ve hukuk sorunları açısından bulantı yaratyor.

İstanbul'da gerçeleşen Asya İşbirliği ve Güvenlik Zirvesi (CICA) kapsamında,Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) ve Rusya Federal Çevre, Endüstri ve Nükleer Denetleme Servisi (ROSTECHNADZOR) arasında nükleer anlaşma gerçekleşti. Bölgesel güç olurken nükleeri elinde bulundurmak isteyen Türkiye'nin yüzü gülüyordu. Anlaşma, Türkiye'de kurulacak nükleer güç santrallerini lisanslama ve denetim konularında tecrübe ve bilgi değişimini öngörüyor. Ancak Rusya'nın tecrübesine bakınca; tabii ki ilk akla gelen Çernobil kazası. Türkiye Çernobil kazasını, Karadeniz Bölgesi'ndeki kanser vakaları ile tecrübe etmeye devam ediyor.

Rusya'nın bir başka tecrübesi de İran'da inşaa ettiği 1.000 MW gücündeki Bushehr tesisini kurmayı 15 yıl önce üstlenmesi ancak 1 milyar dolar maliyetli projenin tamamlanmasının gecikmesi olabilir. 4.800 MW gücünde 20 milyar dolarlık yatırım Türkiye için güzel bir tecrübe olup anlaşmanın hakkını verecektir! Ayrıca dünya standartlarına göre 4.800 MW'lık santral için 20 milyar dolar düşük bir rakam. Düşük maliyet gerçekleşebilecek güvenlik sorunlarını ve yaşanacak acı tecrübeleri akla getiriyor. Rus nükleer endüstrisinin geri kalmışlığı gözler önünde. Daha önce de, Rusya'nın bilgi ve teknolojisi dahilinde yapılan diğer nükleer santrallerde kalitesiz parçalar nedeniyle benzer sorunlar görülmüştü. Dünya, Ağustos 2007'de Kalinin Nükleer Santrali'nde korsan donanım bulunmasını tecrübe etmişti. Santralde yanlış anahtarlar kullanılmıştı.

Rusya'dan edinilecek tecrübelerin bulantıyı bastırdığı varsayılırsa Tükiye için başka bir önem taşıyan İran ve yaptırım mevzusuna dönmek faydalı olabilir. Ev sahibi, müstakbel nükleer güç Türkiye ve Brezilya arabuluculuğunda gerçekleşen 'uranyum takas' anlaşması, İran'a yaptırım kararında uzlaşmaya varılmasıyla sallantıya girer gibi oldu; ancak İran'ın "ne olursa olsun masadan kalkmamalı ve diyaloğu kesecek söylemlerden kaçınmalısınız." şeklindeki açıklamaları Ankara'nın paniğini yatıştırdı.

Nükleer enerji nükleer silah demektir. Hükümet nükleer enerji macerasından derhal vazgeçip yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmelidir. Kamu yararı için bu kaçınılmazdır. Yapılan anlaşmalar hukuksuz olduğu için de iptal edilmelidir. Akkuyu halkı nükleer istemiyor. Hükümet halkın 40 yıldır verdiği mücadeleyi göz ardı edemez.


Dijital sayı 27 - 11 Mayıs 2021 (pdf)

Dijital sayı 26 - 27 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 25 - 6 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 24 - 23 Mart 2021 (pdf)

Dijital sayı 23 - 16 Mart 2021 (pdf)

Abone olun

Dostlarımız

Marksist.org

Marksizm 2013

dsip
















Su Hakkı Kampanyası