Hrant Dink cinayeti davasında sona gelindi. Savcı, Yasin Hayal ve Erhan Tuncel'in de aralarında bulunduğu 7 sanık için ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istedi. 'Öldür' emrini verenlerle tetikçiler arasındaki ilişkiyi saptayacak delillerin yok edildiğini söyleyen savcı şu tespitleri yaptı:

  • Hrant Dink cinayetini Ergenekon çetesinin Trabzon'daki hücre örgütlenmesi işlemiştir.
  • Tetikçiler İslamcı değil, ulusalcı ve kemalisttir.
  • Yasin Hayal'in Trabzon'daki McDonalds'ı bombalaması gibi Rahip Santoro ve Zirve Yayınevi cinayetleriyle bağlantılıdır. Hrant Dink'in ardından Orhan Pamuk, Rum Ortodoks Patriği Bartholomeos'un da öldürülmesini planlamışlar.
  • Ergenekon'la tetikçiler arasındaki irtibat telefon kayıtlarının ve görüntülerin silinmesi ile delilsiz bırakılmıştır.
  • Delillerin karartılmasında cinayeti bildiği halde önlemeyen Trabzon Emniyeti ve Jandarması sorumludur.

Sosyalist İşçi, başından beri Hrant'ın katilinin Ergenekon çetesi olduğunu yazdı. 2005'te İstanbul'da gerçekleşen Ermeni Konferansı'na yapılan saldırıdan Hrant'ın ölümüne kadar geçen sürede Veli Küçük liderliğindeki ulusalcıların yaptıkları gibi, 2009 Nisan'ında açığa çıkan Kafes Darbe Planı da aynı gerçeği gösteriyordu. 2010'da Gölcük'teki Donanma karargahında ele geçirilen Ergenekon arşivinde bulunan Balyoz darbe planı belgeleri ise Hrant Dink'in "darbe karşıtı" olarak 2002'de fişlendiğini ve Genelkurmay tarafından hedef seçildiğini ortaya koyuyordu.

Tetikçilere ağır cezalar verilmesi yetmez. Delilleri yok eden Emniyei ve Jandarması hesap vermeli. Başbakan hesap vermeli.

Bu dava böyle bitmez. Hrant Dink suikasti davası Ergenekon davasının bir parçası olarak başta ele alınmalı.
Tüm hedef şaşırtmalara, ulusalcıların yalanlarına karşı, Ergenekon çetesinden, Hrant’ın katillerinden hesap sormak sosyalistlerin başlıca görevlerinden biridir.