KAHİRE-Mısır'ın dört bir yanında sürmekte olan isyan dalgası, devrimin sürekli olarak yayılmasını ve derinleşmesini sağlıyor. Şimdi de ülke çapında daha öncekilere benzer bir slogan çerçe-vesinde gelişen bir öğretmen grevi patlak verdi: "Taleplerimizi karşılamazsanız bu yıl okul yok!"

Öğretim vermekte olan yaklaşık 46 bin okulun 1.5 milyon insana iş im-kanı sağladığı Mısır'da, pek çok farklı şehirden gelen on binlerce öğretmen geçtiğimiz günlerde Kahire'deki hükümet binasının önünde bir gösteri yaptı.

Öfkeleri, defalarca maaşlarında ve çalışma koşullarında iyileştirmeye gidileceği sözünü vermesine rağmen hiç bir gelişme kaydetmeyen eğitim bakanı ile hükümete yönelmişti. Öyle ki, çoğu öğretmenin bu düşük maaşlar ile yaşamını sürdüremeyip ikinci birer işte çalışmak zorunda kaldığı bir durum söz konusu.

Çeşitli gruplar sabah saatlerinden itibaren marşlar ve sloganlar ile protestoya katıldı. Neredeyse her şehirden; Tanta, Banha, Ismailia and Mansoura'dan gelen binlerce insan Kahire'yi doldurdu. Güneyde de bu büyük protestoyu destekleyen daha küçük gösteriler vardı.

Öğretmenler saatlerce Tahrir Mey-danı'nın yanındaki hükümet binasını kuşatma altına aldılar. Şehrin büyük bir bölümünü felç edecek şekilde, binanın bulunduğu caddeyi bariyerlerle abluka altına aldılar. Güvenlik güçleri de olanları izliyordu, olaya müdahale etmediler.
Şehir, insanların Tahrir Meydanı'nda duymaya oldukça alışık olduğu sloganlarla yankılandı: "Öğretmenler bakanın gitmesini istiyor!", "Gitmeli!"- Mübarek'i deviren bir halkın öfkesiydi bu.

Öfkeyi ensesinde hisseden ve göstericilerden 5 kişilik bir grup ile görüşeceğini ileten bakana verilen cevap ise çok netti: "Aşağı in ve ne söyleyeceksen hepimize söyle!"

Grevdeki öğretmenlerin sabrını taşıran başka etmenler de vardı. Medya uzun süre grevdeki öğretmenlerin "açgözlü, küçük bir grup isyancı" olduğunu yansıtmaya çalıştı. Fakat öğretmenlerin yüzde 80'den fazlasının grevde olduğunu, hatta çoğu şehirde tüm öğretmenlerin greve katıldığını herkes biliyordu.

Bağımsız Öğretmenler Sendikası'ndan bir yetkili ise yaşadıkları durumu şöyle özetliyor: "Bu noktaya kadar haklarımızı elde edebilmek için tüm yasal yolları zorladık ancak hiç biri fayda etmiyor."

Mübarek döneminde, öğretmenler gibi kamu çalışanlarının böyle kitlesel faaliyetler yürütebilmesi neredeyse imkansızdı. Fakat şimdi grevler yaygınlaşıyor. Artık tabandan gelen bir hareket ve sendikaları şekillendiren bir kitle var.

Hükümet yetkililerine ve Mısır medyasına göre Mübarek'in düşürülmesi ile  "devrim" görevini tamamladı. Şimdi sırada sadece sistemin yenilenmesi var ve yeni hükümet herkesin isteğini yerine getirecek.

Fakat milyonlarca insanın devrimden umduğu bu değil. Yalanları ve tutulmayan sözleri tolere etmeyecekler. Yeni yeni keşfettikleri özgürlükler, sonucunda genellikle başlıca taleplerini elde ettikleri kolektif hareketin gücünü hissetmelerini sağlıyor.

Hükümet, bu büyük grev dalgası karşısında acil durum yasalarını öne sürme konusunda ısrarcı. Kahire'de protestolarını sürdüren öğretmenler ise işçilerin bu tip tehditlere meydan okuyacak güce sahip olduğunu bir kez daha gösterecek gibi görünüyor.