DSİP açısından 2011 yılı, mücadeleyle dolu geçti. DSİP üyeleri her bir mücadele konusuna yetişmeye, doğru fikirlerle daima ezilenlerden yana tutum almaya 2011 yılında da devam etti. 2011'in başında patlayan Arap devrimleri tüm 2011 yılına damgasını bastı.

Tüm dünyada işçiler, ezilenler ve yoksullar diktatörlüklere, krizin faturasını emekçilere ödetmek isteyen hükümetlere karşı mücadelelerinde Arap halklarının devrimci isyanından güç aldı. Kazanmanın mümkün olduğunu gördü. Kazanmak için kendi kaderini kendi ellerine alması gerektiğini fark etti.

Türkiye'de ise 2011 yılına Kürt sorunu ve savaş damgasını basarken, DSİP üyeleri Kürt halkının mücadelesinin yanında olmaya devam etti. Sayısız eylemde "Kürt halkına özgürlük" sloganı attı, gözaltılar, tutuklamalar ve polis saldırısına karşı, hükümetin Kürt hareketiyle mesafe koymaya zorlamasına karşı, DSİP üyeleri Kürt hareketiyle enternasyonalist bir dayanışma gösterdi.

Dünyada ekonomik kriz ve krize karşı mücadele belirleyiciyken, Türkiye'de keskin politik sorunlar daha öne çıktı.
Ermeni soykırımının kabul edilmesi için, Kürt halkının özgürlüğü için, cinsel yönelimler üzerindeki baskıların yok edilmesi, için, ırkçılığın ve milliyetçiliğin geriletilmesi için, kadınlar üzerindeki şiddetin durdurulması için, KCK tutuklamalarını protesto etmek, Hrant Dink'i öldüren mekanizmanın yargılanmasını ve dağıtılmasını sağlamak, Ergenekon devletinin tasfiyesi için mücadele etmek, hükümetin demokratik alanda yarattığı kısıtlamalara karşı ses yükseltmek, yeni anayasa çalışma ve tartışmalarının içinde yer almak, DSİP üyelerinin yerine getirdiği politik görevler arasında oldu.

Bir yandan yoksulluğa ve sendikaların cılız da olsa eylemlerine destek olmak, ulaşılabilen işyeri direnişleriyle dayanışmak, diğer yandan küresel ısınmayı durdurmak için kampanyalar yapmak birbirinde kopartılamaz mücadele başlıkları. Hükümetin nükleer santral kurma çabalarına karşı Taksim Meydanı'nda günlerce süren direniş kampında DSİP üyesi aktivistler de örgütleyiciler arasındaydı.

Kitlesel bir sol parti, sadece ve sadece mücadelenin içinde, mücadelenin sesi, örgütleyicisi olarak ve mücadele eden aktivistlere güven vererek inşa edilebilir. DSİP üyeleri 2010 yılının sonlarından bugüne kadar, ulaşabildikleri her mücadelenin, işçi sınıfının mücadelenin ilerletecek her eylemin ve kampanyanın içinde olmayı sürdürdüler. Aşağıda bazı mücadele başlıklarının kısa bir özeti yer alıyor:

Arap Baharı'yla dayanışmak için: Yaşasın devrim!

28 Ocak 2011'de İstanbul ve Ankara'da Mübarek diktatörlüğüne karşı Mısır konsoloslukları önünde yapılan eylemleri, DSİP'in, Mısır ve Libya konsoloslukları önünde yaptığı diğer eylemler, Taksim'de Tahrir Meydanı'nı selamlamak için yaptığı oturma eylemi, Libya konsolosluğu önüne yapılan kitlesel yürüyüş, Libya'ya NATO müdahalesini protesto etmek için düzenlenen yürüyüş, basın açıklamaları, Suriye halkıyla dayanışmak için yapılan basın açıklamaları…

"Kürt halkına özgürlük"

18 Eylül 2010'dan içinden geçtiğimiz günlere kadar DSİP üyeleri Kürt halkıyla her düzeyde dayanışmak için sayısız eylem örgütlediler, sayısız eyleme katıldılar.

İHD'nin Barış yürüyüşüne destek eylemiyle atılan adımlar, Diyarbakır'daki KCK duruşmalarına DSİP üyelerinin destek ziyaretiyle devam etti.

Kürtçe'yi bilinmeye bir dil ilan eden mahkeme üyelerine dil kursu etkinliklerinden, YSK'nın seçimlerden önce ve sonra Hatip Dicle ve arkadaşlarının milletvekilliğini gasp etme girişimlerine kadar bir dizi protesto gösterisi gerçekleştirildi, gerçekleşen gösterilere DSİP üyeleri de katıldı.

DSİP aktivistlerinin de girişimiyle kurulan Barış İnisiyatifleri yaz aylarında iki kez etkili eylem düzenledi.

İstanbul Kent Konsey'inin Kürt halkıyla dayanışmak için düzenlediği tüm gösterilerde DSİP üyeleri de yer aldı. DSİP üyesi Muhammed Cihat bu eylemlerden birisinde göz altında ve hala tutuklu. DSİP seçimlerde Blok adaylarını destekledi, seçimlerden sonra hızlanan Kongre çalışmalarına esas olarak Kürt halkıyla dayanışmak için omuz verdi.

Nükleer santrallara,küresel ısınmaya karşı

Fukuşima'da depremin ardından patlayan nükleer santralın yarattığı faciayı ve AJP hükümetinin nükleer santral kurma girişimini protesto etmek için DSİP üyelerinin de içinde aktif bir biçimde çalıştığı KEG, İstanbul'daki en kitlesel protestoyu örgütledi.

Haziran ayında 10 gün boyunca hükümete meydan okuyarak Taksim Meydanı'nda kurulan çadır direnişinin örgütlenmesinde DSİP üyeleri aktif rol aldı.

Yıl boyunca izmir'de, Bursa'da, Ankara'da ve İstanbul'da 3. köprüye karşı eylemlerden iklim değişimini durdurmak için düzenlenen gösterilere kadar bir dizi eylem örgütlendi.

İşçi direnişleri ve eylemleri

DSİP üyeleri yıl boyunca kuralsız-güvencesiz çalışmaya karşı, işten atılan Buca Belediyesi işçilerinin hakları için, Torba Yasaya karşı düzenlenen işçi mitinglerinde, Bilgi Üniversitesi'ndeki sendikalaşma mücadelesinde, Konak işçileriyle dayanışma eylemlerinde, 9 Eylül Üniversitesi işçilerinin direnişlerinde, İstanbul Diş Hekimleri Odası işçilerinin oda yönetimine karşı eylemlerinde, KESK'in ve üye sendikaların düzenlediği eylemlerde, kıdem tazminatının gasp edilmesine karşı başlayan eylemlerde daima işçi sınıfının birliğini savunarak yer aldı.

DSİP İstanbul'daki 1 Mayıs'a "Kürt halkına özgürlük" ve Ermenice, "Yaşasın 1 Mayıs" pankartlarıyla katıldı.

Öğrenciler özgürlük istiyor

Öğrencilerin Ankara ve İstanbul'da düzenlediği "Özgürlük istiyoruz" mitinglerinde, 24 Nisan'da Ermeni soykırımında yaşamını yitirenlerin anıldığı etkinliklerde, başörtüsüne özgürlük kampanyalarında, anadilde eğitim etkinliklerinde, darbelere karşı basın açıklaması ve yürüyüşlerde, Kenan Evren'in yargılanması için girişimlerde, kadın cinayetlerine karşı gösterilerde, eşcinsel hareketin panellerinde ve sokak gösterilerinde, "Barışalım yeter!" yürüyüşlerinde, DSİP üyeleri yer aldı. Bu eylemlerin bvir çoğunun merkezi örgütlenmesini yaptı.