İlk gösterimini bağımsız film festivali Sundance'da yapan ve olumlu eleştiriler alan Margin Call (Türkiye'de Oyunun Sonu), J. C. Chandor'ın yönetmenliğini ve senaristliğini üstlendiği bir ilk film. Kevin Spacey, Jeremy Irons ve Demi Moore gibi yıldız oyuncuları barındıran kadrosu sayesinde ekonomiyle ilgilenmeyen insanları da sinema salonlarına çekeceğe benzeyen Margin Call Filmekimi'nin ardından vizyona da girdi. Bir yatırım bankasının farkında olmadan girdiği tehlikeli dönemeci 24 saatlik bir zaman diliminde nasıl atlattığını adım adım anlatan film, etkileri hala sürmekte olan 2008 finansal krizini bireysel bir bakış açısıyla ele alıyor.

Film çalışanlar tarafından gerginlikle beklenen rutin işten çıkarmaların yaşandığı bir günde başlıyor. Aynı günde işine son verilen bir risk analistinden önemli olduğu söylenilen bir dosya devralan yeniyetme bir borsacı, bu dosyadaki eksik bilgiyi keşfeder ve bankanın batmanın eşiğinde olduğunu ortaya çıkarır. Anında durumdan haberdar edilen bankanın üst düzey yöneticileri yüz yüze geldikleri bu ciddi sorunu kimselere farkettirmeden nasıl atlatabileceklerini tartıştıkları toplantının sonucunda yönetim kurulu başkanı John Tuld'ın tek çare olduğunu ileri sürerek verdiği karar, birkaç tereddüt anından sonra uygulanır. Aslında hiçbir değeri olmayan hisse senetlerini durumdan bihaber müşterilere satarak elden çıkarma anlamına gelen bu çözüm bir yandan 2008'de patlak veren ekonomik krizin arkasındaki gerçeğe de işaret ediyor.

Aralarında Lehman Brothers'ın da bulunduğu birçok bankanın batmasıyla görünürlük kazanan borç kriziyle birlikte kapitalizmin kendisinin de bir krize girdiği tartışmaya açılmış bulunmakta. Fakat görüldüğü üzere kapitalizm için krizler onun gelişmesinin koşullarından birini oluşturuyor yalnızca. Kevin Spacey'nin canlandırdığı Sam karakterinin  "daha iyi olmadan önce daha da kötüye gideceğini" söylemesi oldukça önemli bu açıdan. Bununla birlikte büyük şirketlerin çalışanlarının üzerinde nasıl mutlak bir güce sahip olduğunu, sindirilmesi bir hayli zor olan kararların uygulanmasına çalışanlarını hangi motivasyonlarla dâhil ettiğine dair küçük bir kesit sunan Margin Call, sistemin neden hala ayakta olduğunu gözler önüne seren bir film olarak da kabul edilebilir.

Filmde özellikle karşılıklı diyaloglarda açığa çıkan başka türlüsünün olamayacağına ikna olmuşluk hali, acımasız kararların şirketin en ahlakçı çalışanı tarafından bile en nihayetinde onaylanmasına yol açıyor. Çalışanların psikolojisine dair bir başka ipucu da filmin daha en başında veriliyor aslında. İşten çıkarılan risk analisti Eric'in üzerinde çalıştığı dosyayı geride kalan birine teslim etmesi ve bankayı en azından kısa vadede batmaktan kurtarması bunu en iyi şekilde gösteriyor. Kendisini neredeyse yaka paça işten atan şirketin çıkarını son anda bile düşünüşü çalışanların aile oldukları duygusunu son derece benimsemişliklerinin bir kanıtı gibi.

Filmin bir belgesele yaklaşan gerçekçilik hissini yakalamayı başarmasında hiç kuşkusuz yönetmenin babasının eski bir Merill Lynch çalışanı olmasının da payı var. Yönetmen J.C. Chandor da bu fırsatı iyi kullanarak ortaya gösterişsiz, ilk anda kendini belli etmeyen çok katmanlı bir film ortaya çıkarmış. 2010 yapımı Inside Job kadar ayrıntılı olmasa da izlenmeye değer bir film Margin Call.


Dijital sayı 27 - 11 Mayıs 2021 (pdf)

Dijital sayı 26 - 27 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 25 - 6 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 24 - 23 Mart 2021 (pdf)

Dijital sayı 23 - 16 Mart 2021 (pdf)

Abone olun

Dostlarımız

Marksist.org

Marksizm 2013

dsip
















Su Hakkı Kampanyası