Yeni bir darbe planı daha açığa çıktı. Adı Balyoz. Balyoz harekatı. Fatih Camii'ni bombalamak da var bu darbe planında, kendi jetini düşürüp Yunanistan'la savaş hali yaratma niyeti de.

Giderek netleşiyor ki 2000'li yıllar, AKP'nin iktidar olmasıyla birlikte nerdeyse her ay bir darbe planı yapmış generaller. Sadece plan yapmakla da yetinmemişler, girişimlerde de bulunmuşlar. Bu girişimlerin özünde ise toplumu ırkçılık ve milliyetçilik temelinde yeniden ve yeniden şekillendirmek yatıyor. Basından kitle örgütlerine, siyasi partilerden derneklere kadar her türden örgütlenme darbeyi meşrulaştıracak kitlesel zeminin yaratılması için zorlanmış durumda. 

Selim Işık
Türkiye ile İsrail arasında yaşanan kriz şimdilik çözüldü. Tarihte ilk kez sadık ortağı Türkiye'yle ilişkileri kopma noktasına gelen katil İsrail karşısında "Türk askerinin başına çuval geçirildi" diye ortalığı velveleye veren sahte anti-emperyalistler susuyor.

Türkiye ve İsrail arasındaki tarihin en büyük krizi İsrail'in resmi özür dilemesiyle sona erdi. Kurtlar Vadisi adlı dizide İsrail'in eleştirilmesi bahanesiyle aşırı sağcı İsrail hükümeti tarafından başlatılan süreç, faşist Dışişleri Bakanı Lieberman'a bağlı bürokratların Türkiye büyükelçisini alçak bir koltuğa oturtarak açıkça ırkçı bir aşağılamada bulunmasıyla doruğa çıkmıştı.

Can Irmak Özinanır
1917 yılının 8 Mart'ında Rusya'da işçiler kendiliğinden harekete geçerek sonunda çarlığı devirecek ve işçi demokrasisinin özyönetim organları olan sovyetlerin yeniden ortaya çıkmasını sağlayacak bir devrimci hareketi başlattılar. Rusya'da kullanılan Julyen takvimine göre 23 Şubat'ta başlayan bu hareket Şubat Devrimi olarak tarihe geçti.

Bugün demokrasi tartışmalarınıntam ortasında Şubat Devrimi, demokrasinin en üst biçimi konusunda hâlâ yol gösteriyor.

Can Irmak Özinanır
Narodnizm, 1800'lü yılların sonunda Rusya'da ortaya çıkan köylülüğe dayalı devrimci hareketin adıydı. Asıl olarak Herzen ve Çernişevksi'nin fikirlerine yaslanıyordu.

Bir tarım toplumu olan Rusya'da uzun yıllar en etkili akım olarak kaldı. Narodnikler, işçi sınıfının henüz Rusya topraklarında yeşermediğini, bu sebeple de köylülüğe dayalı bir devrim yapılarak Çarlığın devrilmesi gerektiğini savunuyorlardı. Narodnik hareketi asıl karakterize eden düşünce popülizmdi. Sınıf kavramına yaslanmayan muğlak bir halk vurgusu Narodniklerin teori ve pratiğine damgasını vuruyordu. En önemli sloganları: "Halka gidelim" idi.

Şenol Karakaş
Halil Berktay geçtiğimiz hafta Taraf gazetesinde arka arkaya DSİP, Türkiye'de solun şekillenmesi ve evrimi, 1917 Ekim devrimi ve devrim sonrasında yaşananlar, Komintern politikaları gibi bir dizi başlığı değerlendirdiği birkaç makale yayınladı.

Makalelerin özünde; Türk solunun "anormal", DSİP'in ise "normal" bir solu temsil ettiği, en aklı başında sol gücün DSİP tarafından temsil edildiği vurgusu vardı.

Bülent Arınç’a dönük suikast girişimi, Kafes darbe planları ve Kürtlere dönük ırkçı saldırıları bir darbe için ortam hazırlanması olarak değerlendiren 70 Milyon Adım Koalisyonu Ankara, İstanbul ve İzmir’de darbeye karşı sivil savunma için sokağa çıktı.

İlk eylem 8 Ocak günü Ankara Adliyesi’nin önünde gerçekleşti. Kontrgerillanın kozmik odasında arama yapan Hâkim Lütfü Kayan’a 8 mermi yollanması darbe karşıtı aktivistler tarafından protesto edildi. “Sessiz olun hakim çalışıyor”, “Hakimime dokunma” pankartları açan grup adına basın açıklamasını Damla Çimen okudu. Açıklamada kontgerillanın üzerine giden Savcı Doğan Öz’ün öldürülmesi gibi Kayan’a yollanan 8 merminin de darbe soruşturmasının üzerini örtme girişiminin bir parçası olduğu vurgulandı. Eyleme destek veren ve katılan tek örgüt DSİP oldu.

17 Ocak’ta Taksim iki gün sonraki anma eylemini duyurmak için buluşan 400 kişi “katilleri biliyoruz, adalet istiyoruz” yazılı bildirileri dağıttı.

17 Ocak’ta saat 15.00 Taksim Tramvay Durağı’nda buluşan Hrant’ın arkadaşları burada yarım saat boyunca bildiri dağıttı.

“Katilleri tanıyoruz, adalet istiyoruz” yazılı pankart, Türkçe ve Ermenice dövizler taşıyan ırkçılık karşıtları “hepimiz Hrant’ız hepimiz Ermeni’yiz”, “Hrant’ın katili Ergenekon çetesi”, “Irkçılığa Dur De” ve “yaşasın hal,kların kardeşliği” sloganlarıyla yürüyüşe geçti.

Volkan Akyıldırım
Hrant Dink 3. yıldönümünde binlerce ırkçılık karşıtı tarafından anıldı. Ankara'da iki bin kişi önce Hrant için, ardından Tekel işçilerine destek için yürüdü. Her iki eyleme de DSİP  öncülük etti.

DSİP, hem Tekel işçilerinin direnişine baştan beri destek veriyor hem de Hrant için eylemi örgütlüyor. Tabi TKP'li yazarlar bakıyor ve DSİP'i göremiyor. Sonra da dönüp çamur atıyor. Bunlar darbelere karşı yürür, Hrant için yürür ama Tekel işçileri için yürümez! 

İstanbul: Hrant Dink'in arkadaşları, saat 14.30'da Agos Gazetesi önünde toplandı. 5 bin kişinin katıldığı anma töreninde sık sık 'Hepimiz Hrant'ız hepimiz Ermeniyiz', 'Hrant'ın katili Ergenekon devleti', 'faşizme inat, kardeşimsin Hrant', 'Hrant için adalet için' sloganları atıldı. Türkçe ve Ermenice yüzlerce dövizin üzerinde öldür emri verenlerin sözleri vardı. Saat 15.00'i gösterdiğinde, tam da kardeşimizin vurulduğu bu an yapılan saygı duruşunda bir çok kişi göz yaşlarını tutamadı.

"Burası tuhaf bir ülke. İnsan, babası öldürültükten sonra üç yıl sonra çıkıp babasına ağlamaya utanıyor. Üç yılda hesabı sorulacağımı sanıyordum. Üç yılda adalet adına ne oldu? Hesabı sorulacak üç yıl daha eklendi.

Geçen üç yılda medyada en çok yer alan, 3 çocuğun ailemizle mahkemeyle alay edişi olmuş. Ben buralarda yoktum. Şimdi soruyorum 3 yıl önce onlar yalnız mıdı, babam öldürülürken? Son 3 yıldır bizimle dalga geçerken yalnızlar mıydı?

Babam, öldürülmeden üç gün önce bir yazı yazdı. 'Valilikte haddim bildirilmeye çalışıldı' diye. İki istihbaratçı da vardı orada. Mahkeme 'O kişiler kim?' diye soru sordu, 1.5 sayfa masal anlattılar. Mahkeme, 'Yeni cevaba gerek yok, yeterli' dedi. Mahkeme, bizimle dalga geçmedi mi?

19 Ocak'ta Agos gazetesi önündeki anma eyleminin ardından Barış için Sanat Girişimi aktivistleri Hrant'ın vurulduğu yerden yaklaşık 500 metre ötedeki Ergenekon Caddesi'ne sloganlarla yürüdü. Daha önce Mustafa sarıgül yönetimindeki Şişli Belediyesi'ne caddenin utanç verici ismini değiştirmek için yapılan başvurular bürokratik yönetmelerle engellenmişti. Aktivistler çözümü doğrudan eylemde buldu. Hrant Dink Caddesi yazılan tabelanın üzerine Ergenekon Caddesi tabelası asıldı. Aktivistler fiili değişikliği yasal olarak da yapmak için girişimlere devam edecek.

Domuz gribi insanlar için gerçekten büyük bir tehdit mi? Avrupa Sağlık Konseyi Komitesi Başkanı'na göre domuz gribi 'sahte bir salgın'.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 41 yıl aradan sonra, pandemik tehdit yani dünya çapında salgın hastalık alarmı vermişti. H1N1'in insandan insana geçen tehlikeli bir virüs olduğunu açıklayan WHO tüm dünya hükümetlerinden acil eylem planını uygulamalarını istemişti.

Dünyadaki 6,5 milyar insandan 1 milyarının iki yıl içinde domuz gribi olacağını rapor eden bir çok sağlık kuruluşu bazen milyonlarca kişinin öleceğini bazense dünya çapında kaybın 1 milyon olacağını ileri sürmüştü. Dünya Bankası ise 70 milyon kişinin H1N1 nedeniyle öleceğini açıklamıştı.

Dijital sayı 27 - 11 Mayıs 2021 (pdf)

Dijital sayı 26 - 27 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 25 - 6 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 24 - 23 Mart 2021 (pdf)

Dijital sayı 23 - 16 Mart 2021 (pdf)

Abone olun

Dostlarımız

Marksist.org

Marksizm 2013

dsip
















Su Hakkı Kampanyası