Alex Callinicos
Eğer Rip Van Winkle'ın günümüzdeki bir versiyonu, geçen hafta üç yıllık uykusundan uyanıp Wall Street'te bir yürüyüşe çıkmış olsaydı, belki de hiçbir şeyin değişmemiş olduğunu zannedecekti.

ABD'nin en nefret edilen yatırım bankası Goldman Sachs, 2009'un üçüncü çeyreğinde yaklaşık 3.2 milyar dolarlık kâr elde ettiğini duyurdu.

Birkaç gün önce, JP Morgan Chase 3.6 milyar dolarlık bir kâr rapor etti. Bu kârlar 2007'deki -hızlı büyüme döneminin çuvallamasından az önceki- kârlar ile neredeyse aynı seviyede. Keza ikramiyeler de geri döndü. Goldman Sachs  "tazminatlar ve personel sosyal yardımları" için 16.7 milyar dolar kenara ayırdı -işçi başı yaklaşık 700 bin dolar.

Ve küresel borsalar bir kez daha tırmanışa geçti, pek çok yorumcunun düşündüğü gibi, yeni bir balon yaratarak.

Peki mali çöküş sadece bir rüya mıydı? Kesinlikle hayır.  Kapitalizm acımasız bir rekabet sistemidir. En muazzam çöküşte bile, kaybedenler gibi kazananlar da vardır.

Goldman Sachs ve JP Morgan, 2008'deki çöküşün büyük galipleri arasındaydılar. Kaybedenlerin bazıları -Lehman Brothers, Bear Stearns, Washington Mutual- artık yoklar. Diğerleri, tıpkı Britanya'daki Lloyds ve RBS gibi, geçen haftayı kayıpla kapattıklarını duyuran Citigroup ve Bank of America gibi bazı şirketler, devlet destekleri sayesinde hantal hantal yürüyorlar.

Geçen Cumartesi Financial Times'ın belirttiği gibi, "Şirketler, eğer daha az rakipleri varsa, daha fazla para kazanıyorlar.

"Soğuk bir rasyonellikle değerlendirirsek, geçen yılın krizinden sağ kurtulanlar öyle görünüyor ki, uğruna faturasını ödedikleri şeyi gerçekleştiriyorlar: yeni kurulmuş tekelci güçlerini kullanmak."

New York Times, resmin bir başka köşesine işaret etti: devletin rolü. "Kriz vurduktan bir yıl sonra, sanayi devlerinin birçoğu -batmalarına izin verilemeyecek kadar büyük olan kurumlar- küçülmüyorlar, aslında gittikçe büyüyorlar.

"Artık, sanayinin kullanımında yeni araçlar var,  devletin teveccühü.

"Çok düşük faiz oranlarıyla, bankalar ucuz borç para alabiliyor ve ister şirketlere yüksek faiz oranlarıyla borç vererek, ister piyasada spekülasyon yaparak bu paraları yüksek  kazançlı alanlarda çalıştırabiliyorlar.

"Goldman Sachs ve onun kadim rakibi Morgan Stanley'e, kendilerini 'eski moda' holding şirketlerine dönüştürmeleri izni verilmişti. Bu değişiklik onlara, Merkez Bankası'nın ucuz fonlarına ulaşma imkânı sağladı."

Yani devlet, kaybedenleri desteklediği gibi kazananları da destekliyor. Bu duruma tepki olarak, sağ kanat tarihçilerden Niall Ferguson "Yaşayamayacak kadar büyük: Tekelci devlet kapitalizmini neden yok etmeliyiz" başlıklı kaydadeğer bir broşür yazdı.

Ferguson, Avusturyalı marksist Rudolf Hilferding'in "gecikmiş aklanması"nı gördüğümüzü iddia ediyor: "1910'daki Finans Kapital kitabında öngörmüştü ki, mali sermayenin artan yoğunlaşması,  en sonunda krize yol açacaktır ve ardından banka sistemi devletleştirilecektir".

Hilferding'in bu analizi, bu sürecin "tekelci devlet kapitalizmi" diye adlandırılan statüyle sonuçlanacağını belirten Rus Bolşevik liderler Lenin ve Buharin tarafından geliştirilmişti.

Ferguson bu cümleyi benimseyerek durumu açıklıyor ve ekliyor, "Yaşanan son -ve bana göre hâlâ devam eden- mali krizden benim aldığım derslerden birisi de şu: Marksistlerin söylediklerinin tümü yanlış değilmiş."

Ferguson serbest pazar kapitalizmine dönülmesini savunuyor. Bu yöndeki adımlardan biri olarak; devletlerler tarafından, 'bazı şirketlerin (bilhassa bankaların) batmalarına izin verilemeyecek kadar büyük oldukları' fikrinin terkedilmesini istiyor.

Fakat George Bush'un yönetimi, Eylül 2008'de Lehman Brothers'ın iflas etmesine izin vererek onun önerdiği politikayı denemişti. Ve sonuç 1930'dan beri yaşanan en büyük ekonomik çöküş olmuştu.

Önde gelen kapitalist devletler tuzağa düştü. Eğer desteklerini çekerlerse ekonomik bunalımın geri döneceğinden korkmuşlardı.

Ama devletlerin mali sistemi kurtarma girişimleri, başka herkes yerinde sayarken, bankaların zenginleşeceği yapay bir oyun alanı yarattı.

Belki de, marksistler bu konuda çok haklıydılar.

Çeviri: Burak Demir


Dijital sayı 27 - 11 Mayıs 2021 (pdf)

Dijital sayı 26 - 27 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 25 - 6 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 24 - 23 Mart 2021 (pdf)

Dijital sayı 23 - 16 Mart 2021 (pdf)

Abone olun

Dostlarımız

Marksist.org

Marksizm 2013

dsip
















Su Hakkı Kampanyası