Dünya ekonomisindeki kötü gidiş, çeşitli çalkantılarla devam ediyor. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü OECD'nin açıkladığı, 2011 ikinci çeyreğindeki ithalat ve ihracat verilerine göre, üye ülkelerin büyümelerindeki yavaşlama, dünyadaki birçok büyük ekonomiyi olumsuz etkiledi.

Buna göre G-7 ülkeleri ve BRICS olarak anılan Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika'nın toplam ithalat büyümesi bir önceki çeyrekte yüzde 10,1 iken, ikinci çeyrekte yüzde 1,1'e geriledi. G-7 ve BRICS ülkelerinin toplam ihracat büyümesi ise ilk çeyrekte yüzde 7,7 iken, ikinci çeyrekte yüzde 1,9 olarak gerçekleşti. Küresel mal ve hizmet hareketindeki bu zayıflama, talepteki azalmanın ve kemer sıkma politikalarının bir sonucu.

Ekonomideki kırılganlığın bir başka göstergesi ise, yaz aylarında kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poors'un tarihinde ilk kez, dünyanın en büyük ekonomisi olan ABD'nin kredi notunu düşürmesiyle ortaya çıktı. Buna göre ABD'nin "AAA" olan uzun vadeli kredi notu "AA+"ya indirildi ve kredi not görünümü "negatif" olarak değiştirildi.
Bu kararın ardından borsalarda büyük satışlar yaşanırken, kredi derecelendirme şirketi, kararı, ABD'nin borç yükü ve bütçe açıkları nedeniyle aldığını açıkladı.

Büyük tartışmalar sonucunda ABD Kongresi'nde onaylanan bütçe açığı indirim planının ikna ediciliği, bu karar sayesinde daha baştan sorgulanır hale geldi. S&P'nin kararının sonucunun ne olacağını, daha önce böyle bir şey yaşanmadığı için, kimse tam olarak bilmiyor. Ancak muhtemelen, bu karar, ABD'nin borçlanma maliyetini arttıracak. ABD'nin yıllık bütçe açığı 1,5 trilyon dolar, toplam borç miktarı ise 14,3 milyar dolar düzeyinde.

Bir başka kredi derecelendirme kuruluşu olan Moody's ise, iki büyük Fransa bankasının kredi notlarını, ellerindeki Yunan tahvillerinin yarattığı risk dolayısıyla düşürdü. Her iki bankanın borsadaki hisseleri, sene başından bu yana yüzde 60'tan fazla değer kaybetmişti. Notu düşürülen bankaların Yunanistan'daki yatırımları 34 milyar avroyu buluyor.

Bir taraftan da Euro bölgesindeki kriz ve Yunanistan'a ikinci bir kurtarma paketi ile müdahale etme tartışmaları giderek alevleniyor. Yunanistan'a normalde Eylül ayında verilmesi gereken 8 milyar avroluk kredi taksitinin onaylanması, bazı ülkelerin çekinceleri nedeniyle Ekim'e bırakıldı. Ekim ayının ortasına kadar bu paket onaylanmazsa, Yunanistan'ın moratoryum, yani borçlarını ödeyemeyeceğini ilan etmekten başka çaresi kalmayacak.

Avro krizi dünya ekonomisini etkilemeye başladığı için, yapılan müzakerelerde ve toplantılarda ABD Hazine Bakanı da aktif olarak yer alıyor.

Avro bölgesindeki bu kırılganlığı azaltmak için, muhtemelen Yunanistan'da ikinci bir kurtarma paketini uygulamaya koymaktan başka bir çözüm bulunamayacak. Ancak bu kurtarma tartışmalarının Yunan halkını zor bir durumdan kurtarmakla uzaktan yakından ilgisi yok. AB Merkez Bankası'nın, Sarkozy'nin ve Merkel'in vizyonu, elinde Yunanistan bonosu olan AB bankalarını kurtarmakla sınırlı.

Bütün bu kurtarma paketi tartışmalarının Yunan halkı için anlamı, işçilerin ücretlerinin azaltılması ve sosyal haklara dönük saldırıların artması.


Dijital sayı 27 - 11 Mayıs 2021 (pdf)

Dijital sayı 26 - 27 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 25 - 6 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 24 - 23 Mart 2021 (pdf)

Dijital sayı 23 - 16 Mart 2021 (pdf)

Abone olun

Dostlarımız

Marksist.org

Marksizm 2013

dsip
















Su Hakkı Kampanyası